SlideShow

4

Pipimde olmayan şeylere dair

Bu onlardan biri değil ... 


Bakayım ne yokmuş ; hoo pipi yok lan  ....   Kadınlar ince varlıklardır diyorlar ya , sırf bu yüzden bazı düşüncelerimin vajinalaştığını düşünüyorum. Sanki beynim bazı düşünceleri itinayla alıp östrojenle sosluyor.

Neyse geyiği aslanın ağzına bırakalım gelelim şeyimde olmayan şeylere ...

Aslında saymakla bitmez . . . 15-20 kişi haricinde kimse pipimde değil mesela. İnsanları mutlu etmek isteyebilirim ama bu onları sallamak zorunda olduğum anlamına gelmez . .

Mesela uçarım lan ben. .  Evet evet bildiğin uçmak.
Gelelim dün gece ki uçuşa.
Akşam 10 a kadar çalıştıktan sonra itinayla eve gelinir ve ev partisine katılınır. Hızlı hızlı votkalar içildikten sonra üni partisine gidilir . Tabi orda beyin işlevini minimuma indirgeyene kadar içmeye devam edildikten sonra hatırlanmayacak biçimde eğlenilir. Sabah 6 da eve gelip sızılır .

Evet buraya kadar herşey rutin ve normal. Bundan sonrası yeni ve süpriz .
Saat 9 da ayağa kalkılır , baş dönmesi baş ağrısı mide bulantısı 3 lemesi arasında hızlıcana traş olunduktan sonra işe doğru yola koyulur.
6 saat falan orada çalıştıktan sonra yemeğe gidilir ve 1 saat orada oyalandıktan sonra akşam 7 gibi ikinci işe gidilir . Oradada 4 saat çalışıp eve geri dönülür ve bütün bunlar bloga yazılır .

Neden böyle detaylı anlattım ; çünkü yorgunlukta pipimde değil.
Hala dışarı çıksam mı diye düşünüyorum bu gece için . Harbi çıkasım var . Dün geceyi pek hatırlamadığım için kendimi eğlenmiş gibi hissetmiyorum. .

Bu sabah pantolonumun cebinden gizemli bir mini içki şişesi çıktı. Cebime nasıl girdiğine dair hiçbir fikrim yok. Spicy Cherry & Vodka yazıyor üstünde. Sanırım bu şişeyi hatıra olarak saklayacağım.
Kimbilir belki hayallerimde ki prenses vermiştir falan .. Evet alkolik ve kaşar prenses .

Neyse bak mesela ben maçoyumdur , öyle yanımızda ki hatunun davranışlarını pipimize takan cinsten bir insanız.

Zaten takma takma nereye kadar...

Ne kadar sallarsan salla , dona düşer son damla atasözüyle bugünü burada noktalıyorum.
0

Aradığınız kişiye ....

Evet blog çok yoğunum. Öyle böyle değil.
Aslında en son yapacağım şey seni (blogu ) ihmal etmekti ama işler öyle yürümedi.

Sen o kadar işin ve dersin arasında maça yetiş ; 12-0 yenil..
Götünüzüde yırtsa kaleden kaleye tek başına gidemiyor insan. Takımı bırakacağım sanırım. Ben öyle mağlubiyeti kolay kolay hazmedebilen birisi değilim. Maçtan sonra bütün günüm agresif geçiyor .

Bugün okul yok , varda azıcık. Ama maalesef akşam çalışacağım. Üstelik bu ikinci iş ; yarında gündüz 2.işimde akşamda 1 . işimde çalışacağım . Ne güzel hayat ne güzel.
Ulan o kadar çalışıyorum ama cebimde hala para yok .

Long Distance Darlingin yaptığı puştlukta çok kızdırdı beni ya neyse..

Buakşam parti var la ; bir bucuk hafta sonra parti.. Özlemiş olabilitem var . Biraz kafa dağıtmak iyi gelir. Ama yinede çok fazla alkol almamam lazım ki cuma gününe fit olayım.

Açlıktan mı sıkıntıdan mı bilemiyorum ama yazamıyorum şuan.
Bütün cümleler devrik, bütün kelimeler forvet ama sol kanat oynayan oyuncu gibi oldular.

-Words on your lips begin to slip ; she's losing her grip
And when she small oh no no -


Hadi hassittiriyim. Longda olsa shortta olsa yüz vermeyeceksin kimseye çok fazla ..
0

Seni Sevdiğimi Unut

Ne olursa olsun seni unutacağım...
Unut beni de her yalan gibi unut ..

-Bir melankolidir hayat ; anıların melodisinde alevlenen bir melankoli..-

Sanki bütün duygularımı istanbulda bıraktım. Her anı ,biraz daha acıtıyor insanı...

Elbet üzüleceğim , mutlaka bir iz bırakacak...
Belki de çocuk gibi sana küseceğim , seneler sonra utanarak.
Dokunup birer birer sevdiğin eşyalara,
Hatta belki de ağlayacağım...

Seni sevdiğimi unut...


-- Merak ediyorum , insanlar nasıl sevdiklerini unutmazlar peki ya nasıl sevildiklerini unuturlar mı ?
Kaç kez aşık oldum sorusunun cevabı bile enteresan benim için.. Çünkü 0-1 arası bir değişken.. Üstelik binary sistemde kurulmuş elektronik bir alet değilim..

Nasıl büyüdüğümüzle mi ilgili nasıl bir ruha sahip olduğumuz; bütün hayatım değişirken değişmeyen tek şeyin ruhum olduğunu keşfediyorum. Ve aslında dış etkenlerin ruhumuza hiç bir bok etki etmediğini öğreniyorum..

Bir sofraya oturup alkol eşliğinde önce gülüp sonra efkarlanıp birlikte yaşadığımız anıları yad edebileceğim dostlarımı  , kardeşlerimi özledim...

Ulan özlemek bile uzak gelmeye başladı bana ..
Şimdi yanımda bir şişe votka duruyor.. Şeytan diyor ki aç sezenin bütün şarkılarını yak bir mum iç , iç , iç ...

En son ağladığım zaman ortam aynen öyleydi..

Neyse ben gidip yatayım .. Son bir sigara?
3

Deneysel Vol 1

Nevet yeni bir vollü başlığa kavuşmuş bulunmaktayız. Hayırlı ve bol bilimsel olsun.

-Sek sekerek ismail diyesim var .. - Burası konuyla alakasız.

Bu deneyselin deneklerine gelelim.
Denekler: Kadınlar

Öncelikle iki farklı denek çeşidi var hayatımda.
Birisi malum hayatımın kısmen içinde olan kişi .

Evet bu deneğimizde gözlemlediğimiz şeyler tamamıyla şunlar :
Kadın, kıçı rahata erip keyfi yerine geldi mi dışarıya daha yönelik olur. Özgüveni yerine gelmiştir ve o onu saçma sapan kullanmayı sever. Abuk subuk çıkışlar yapıp sizi iplemediğini göstermek ister ve gider.
Başka insanlarla vakit geçirir vesaire..


Şimdi diğer deneklerimize geçelim ; bu denekler dış dünyadan tanımadığım kadınlar:

Mesela geçende diskodayım ; kasti olarak suratıma küstah bir gülümseme ve bakış ifadesi taktım.
Bakalım ne olacak havasındayım. Neyse gözüme bir tane denek kestirdim.
Güzel kız , kıyafet güzel ; durum seksi.
Bir iki kere baktıktan sonra gözlemlemeye geçtim.
Abuk subuk kaçamak bakışlar atmaya başlayan kız sonra arkadaşıyla birlikte önünüze yaklaşıp kıçınızın dibinde hormon salgılatacak lezbiyen dansı yaparlar. Sonra sizden bir hamle gelmeyince uzaklaşıp yine bakış moduna geçerler. Sonra ya eve yalnız giderler yada başka bir erkekle.

Daha sonra ki iki denekse güzel olmayan iki kız oldu. Bunlarsa tesadüfen gözlem alanıma girdiler ; daha doğrusu bakmayı bilmediklerinden girdiler diyebiliriz.
Arkadaş yarım saat boyunca bakarsan erkekte olsa insan rahatsız oluyor diyecektim ama almanca bunu nasıl diyeceğimi bilmediğimden susmayı tercih ettim.
Tabi sonuç baktığıyla kaldı. Bunlarda ya yalnız gitmişlerdir yada başka bir erkekle.


Ve Hepsinden Çıkan Sonuç :
Düşünülenin aksine kadınlar , erkeklere göre daha acizdir. Çünkü erkek(harbiden erkek olanlardan bahsediyorum) daha kararlıdır. Aşırı sarhoş değilse bir kadın beğenir giderse onunla gider . Yoksa o olmadı hadi şu kadınla takılayım demez.
Ama kadınlarda durum farklı ; kadının ego boşluğunun erkeğinkine oranla daha büyük olduğu su götürmez bir gerçek.

Ve maalesef  durum şöyle :

Kadın, şekerpare için girdiği dükkandan tulumba tatlısı alıp çıkabilir. Erkekse ya şekerpareyle yada eli boş ...
0

Siz Anlamazsınız!


Siz anlamazsınız;
Yaşadığım bütün aşklar,
Kendimeydi oysa ...
Bir zinciri kopmuş salıncaktım ben,
Dünyayla tek bağlantım,
Yere sürtünen sol köşemdi...
Siz anlamazsınız,
Dil yüzü görmemiş,
Bütün küfürlerim kendimeydi,
Gördüğüm tek şey,
Koca bir delikti...
Siz anlamazsınız, 
Şatafatlı cümlelerimin hepsi,
Tanrıyaydı oysa...
Tanrıyla tek bağlantım,
Anlayamayan sizlerdiniz... 
Kim bilir belki de ,
Anlatmak için yaratılmamışımdır , 
Yinede 
Siz anlamazsınız.... 

Bir Hayalcinin Şizofrenik Halüsünasyonunun Gerçek Yansıması 

2

İçki Alemi


Ağzımla içmeyi bırakalı 6 ay oluyor. Dün gece yine başka bir tarafımla içivermişim. İki arkadaşın doğum günü olduğundan evde bol içkili parti yapıldı.

He partiye gelmeden önce ; dün üniversite ligi başladı ve ilk maçımızda tecavüze uğrayıp 5-1 yenildik. Gol haricinde tek pozisyon bulduk onu da gol yapamadım.
Çok sinirliyim hala.

Neyse geldik partiye ; önce biralarla midemizi içkiye aşina hale getirdik. Daha sonra votkalarımızı alıp oturduk masanın başına ve zarlarla içki oyununa başladık.
Bir iki üç dört sonrasını pek sayamıyorum. Ordan tabi ki diskoya.
Pek net hatırlamasamda bol bol dans pistindeydim. Bir kaç tekila derken iyice zıvanadan çıkmışlığımız var.
Tabi hiçbirşey net değil .

Hatırladığım net ve salakça şeyler şunlar :
Çıkışta vestiyere gidip ben ceket bıraktım mıydı diye sormak  ; sabahın 6 buçuğunda eve varıp o kafayla sigara sarıp heryerde çakmak aramak..  Bulamayınca yarım saat elektrikli ocakta sigarayı yakmaya çalışmak. Yanmadı lan ! Neyse odamı talan ettikten sonra bir adet çakmak bulup  o sigarayı bir güzel içtim.

Bu arada benden hoşlanan kızlar varmış dün gece anladım.
Yada ben öyle düşündüm.
Olay şu : Arkadaşın arkadaşı var . Hep geliyor görüyoruz ediyoruz. Neyse dün gece arkadaş gelmiş bu Penelope diye tanıştırdı durup dururken . Lan zaten tanıyoruz ne diye tanıştırıyorsun . Neyse ismimi söyleyip kıçımı dönüp işime devam ettim. O sıra evin barında içki servisi yapmakla meşguldüm.

Ulan bi de bi lavuk vardı dün . Jonathan diyelim lavuğun adına . Arkadaşın arkadaşı . Doğum günü için başka şehirden gelmiş. Baya sohbet ettik falan ama tırstım ; herif gay midir nedir. Ulan her seferinde içeri giderken popo niye hafif ellenir. Türkiye de olsa kesin ağzına sıçardım. Ama almanya olunca insanların rahat olduğunu düşünüp yok lan gay değildir diyip sineye çekmek zorunda kalıyorsun.

İşte böyle birşeyler.
Heryerim ağrıyor.

Bide çalıştığım yerde yeni çalışma programı için hep akşam çalışmayı istedim. Patron diyor ki ; bu ne hep akşam yazmışsın, burası diskotek mi dj lik mi yapıcaksın .
Höööö ?! Baya bi sinirime dokundu. Öğrenci olabilir miyim acaba ? gündüzleri okulum olabilir mi !
Daha iyi bir iş bulana kadar sabır. Daha sonrasında yurtdışında türkle çalışanı siksinler.
Hadi eyvallah.
2

Türk-çe'leşmek gibimsi

Trabzon , Fener şampiyonluk yarışında koşuştururken objektifler Alex'e dönüyor. O da nesi kırk yıllık Alex yoksa Ahmet mi oluyor.. Düşünemiyorum ben bu işi ; Ahmet De Souza ... Arkadaş adam futbolu bırakıyor siz türk vatandaşı yapıyorsunuz. İstemez istemez...

Bakınız herşeyi türkçeye çevirsek neler olur :

Lord Of the Rings : Two Tower
Pipilerin Efendisi - Karaköy

I Robot
Ben Allahın Robotuyum

A Nightmare on Elm Street
Elma Şekeri Sokağında Kabus

Fast&Furious
Kaplumbağa ve Tavşan

The Devil's Advocate
Şeytanın Baş Pezevengi

Stranger Than Fiction
Acayip bişey bu Lan

Zack and Miri Make a Porn
Olm Zackla Miri fifi yapıyor


Yani bu film adlarından anladığımız kadarıyla Türk olmak yetenek işi . Herkes hödö bödö hop diye türk olamaz , yakışmaz .
Bana Brezilyalılaşmış bir Türk insanı gösterin  .. Yada farklı bir şekilde ingilizceleşebilmiş bir türk filmi..
6

Ruhsal Mim

Çok sevgili Rory beni mimlemiş , sağolsun varolsun. Uzun bir aradan sonra bir mim yazmak keyif verici .. Gelelim mimimize :


Şu an kendi ruh halinizi, bir ezginin melodisiyle ya da bir şiirin satırlarıyla ya da bir veciz sözle ya da bir resimle aktarınız. 





Resimler kısmen böyle.. Daha fazla resim paylaşıp iyice açabilirdim kendimi ama gerek yok . 
Gelelim şuan en iyi yansıtan müziğe/şarkıya : 





Yalnızlığı gebe bırakırken geleceğime,
Kaçıncı sorusu geldi aklıma,
Kaçıncı ömrü biçiyordum,
Kaçıncı ölüyü yaşıyordum,
Kaçıncı tanrının piçiydim,
Ve yine 
kaçıncı kez 
Soyunuyordum insanlık yalanına ... 
Şimdi 
Bütün inançları duvara karşı düzüyorum
Orgazm
Tek şey öğretiyor bana
En kötü bağımlılık
Bedene bağımlılıktır
Son Sevişme
Son Sigara 
Son Nefes


İsteyen mimi yapabilir... 

0

Çakallarla Dans


Hastasıyız Dede diye başlamak isterdim ama maalesef. Öyle çok başarılı bir yapım değil. Klasik türk komedi filmi senaryosu dışına çıkamamışlar.. Ama bu filmi diğerlerinden bir adım öteye sürükleyen birşey var; karakterler.
Evet karakterler gerçektende çok güzel işlenmiş. Oyuncu ve karakter uyumu mükemmel ; üstüne birde oyuncuların o alkışa şayan performansı işin içine girince gerçekten izlenilesi bir film oluyor.

Öbür taraftan senaryosuna bakarsak tipik bir maskeli beşler vs. tarzında bir senaryo görüyoruz.

Neyse ben sizi del piyero, köfte , kayınço ve muhasebeciye aktarıyorum .
Eğlencelik bir film. Çok değil gramajında güldürür.

Gitmeden paylaşayım...

Gariii Gariii
6

Bir ritim aşk

Angus & Julia Stone ikilisi gerçekten çok hoş müzik yapıyorlar. Uzun süredir dinlememe rağmen yaklaşık 2 hafta önce rastladığım canlı performans videosunda Julia Stone'dan gerçekten etkilendim.

Julia'nın ses , mimik bütünlemesi müthiş.. Kulaklıkla şarkıyı dinlerken videoyu izlemek platonik aşka sebebiyet verebilir kanısındayım...
Hadi zevkten dört köşe olalım..


7

Değişen Hayat

Hayatım hızlı bir şekilde değişime uğruyor.
Aslında Almanyada yaşamaya başlamam çok büyük bir değişiklikti ama burda yarından itibaren başlayacak yoğun tempo hayat daha büyük gözüküyor gözüme..

Evet yarın okul başlıyor yeniden. Haftada 3 gün iş , 5 gün okul , 2 gün boks antremanı 1 gün dalış antremanı ve 2 gün ekstra iş .. Evet biliyorum haftada o kadar çok gün yok. Hepsini hayatıma nasıl sığdıracağımı bilmiyorum.
Bide unutmadan 1 gün toplantı ve 3 gün eskrim antremanını unutmamak lazım.
İşin içine biraz gezip tozup eğlenmeyide katarsak günde 4 saatlik uyku düzenine geçmem gerekecek. Bunu vücudum ne kadar kaldırır göreceğiz.
Yinede kendimi daha iyi hissediyorum. Sosyalleştikçe yitirdiğim özgüvenim yerine geliyor . .
Ah bide şu akşamdan kalmalar olmasa diyesim var...
İlaç üreticileri artık bunun için bir ilaç üretsinler vakti geldi.

Haydi ben işe kaçar...
1

The Hangover Friday

Elinizden tutup sizi 1 Nisan Cuma gününe götürüyorum. . Ufak çaplı bir hangover sendromu yaşandı onu anlatacağım.
Bilmeyenler için hangover sendromu : Aşırı alkol vb. kullanımı ile ertesi gün uyandığınızda ne yaşadığınıza dair bir hatıranızın olmaması.

Neyse işte klasikleşmiş bir cumadan farklı olarak epey kalabalıktık ; her zaman ki gibi evde hızlı bira içmeleriyle gece başladı zaten kıvama geldik derken dışarı çıkmaya karar verdik topluca.
Bir grup taksiyle gitti bizde 4 kişi yürüyerek gitmeyi tercih ettik.  Sonra çarşıda oturan arkadaşın evine gidip biraz daha içmeye karar verdik.. Ordada bira üstüne boya niyetine viski içince  kıvam ötesi olduğumuzdan "lets go " tadında yola koyulduk yeniden.
Taksiyle giden grup B barda olacaz dediklerinden bizde B bara gittik. Diğer grubu aradık A bara gitmişler. Bizde 4 kişi B barda biraz içmeye karar kıldık.

Biz içkileri tur tur alıyoruz. Örneğin; sıra bende , 4 kişiysek 4 tane aynı içkiden ısmarlayıp parasını ödüyorum; sonra sıra kimdeyse o aynı şekilde.
Tabi böyle olunca çok hızlı şekilde içiliyor.
Neyse 1-2 tekila ve abuk subuk shotlar derken sonrasında sadece bardağı ağzıma götürüp götürüp indirdiğimi hatırlıyorum.
Sonra ki hatırladığım şey barın karanlık çıkış koridoru sonrasındaysa bilmediğim bi sokakta yere oturduğum sonrasındaysa sabah yatakta uyanışım...
Şanslıymışım . Ama biz 4 kişiydik ve acaba bizde herkes benim kadar şanslımıydı ?

Bizim pompa çarşıda oturan coniyle coninin evine gitmiş. E ev yakın olduğundan haliyle bir sorun olmamış .
Ancak bizim Şeytan Avcısı için durum pek iç açıcı olmamış.
Gözlerini hastanede açmış .. İki ön dişini kırmışlar .  Pek bişey hatırlamasada geçende kıran kişiyi görmüş ve hatırlamamış ama kıran kişi belli etmiş. Şimdi yarın polise gidecek.
Almanya garip ülke. Yumruk atmak göt ister..

Hadi kaçtım ben.. Çok uzun yazı oldu zaten.
4

Blood Mary

Buda Mary'nin sexy ve bloody dublörü .. 

Kokteyllerin fazla geyiği olmaz ama bu bloody Marynin geyiği bitmez. 
Bir çok filmde bu geyiklerle karşılaşmamız mümkün. Ve bu nedenden dolayı bloody mary kokteylini bilmeyen yoktur . Bende yıllardır bilip hiç içmemiş olanlardandım ; bir kaç gün öncesine kadar. Aslında keşke hep öyle kalsaydım diyorum hala. 

Neyse önce gelelim geyiklere .. 
Bloody mary  , mary'nin bekaret kanından oluşmuş içki olarakta geçer. Bunun üstüne boş dururlar mı virgin mary'de kokteyller arasında yerini alır . Virgin mary henüz içmedim ama kesinlikle virgin mary diyorum. Holy Virgin 

Sonracıma diğer geyikse bunun bir cadı adı olduğu ve gece çok kez söylenirse  gelebilme ihtimali .. Ulan ben bu yazıyı yazarken yüz kere söylüyorum ; inşallah bişiy olmaz.. 

Neyse bana göre bloody mary buzlu ve votkalı domates çorbasından başka hiçbir bok değil. Ulan içilmez bu .. Şerefsizim Mary'nin orjinal bekaret kanıyla smirnoff votkayı karıştırsanız yine daha güzel olur . 

En boktan kokteyller  listesinin başını çekmeye hak kazanmıştır. Verdiğim paraya mı üzüleyim , yoksa içerken ki çektiğim çileye mi bilemedim. 

Ne gerek var kokteyle , kaptan çek bira , rakı , köpek öldüren.. 

Ps: İngiltere Kraliçesi 1. Mary nin lakabı Bloody Mary 'dir. 


2

Sucker Punch


Dawn of the Dead ve 300 filmlerinden dolayı yakından tanıdığımız yönetmen Zack Snyder'in yeni filmi "Sucker Punch" sinemalarda yerini aldı.

Evet Almanya'da ilk defa sinemaya gittim ; hoştu güzeldi . Açıkçası bu kadar küçük şehire bu kadar güzel bir sinema beklemiyordum.
Neyse filme geçeyim.

Fantastik kurgusu gelişmiş olan Zack Snyder yine iyi iş çıkarmış. Rodriguezle kan bağı olabilir Snyder'in. Çünkü bu filmde kadının kadınsılığıyla savaşçılığını çok ustaca yansıtmış .
Filmde ki renk tonlaması fantastikliği daha belirginleştirirken , öte yanda bol soundtrack kullanılması filmi pek bir güzelleştirmiş .
Kurgusu hoş olmasına rağmen sonu daha iyi bağlanabilirdi diye düşünüyorum. Yinede bu filmi diğer filmlerden ayıran bir unsur var : Genelde filmlerde hayali dünyayla gerçek dünya seyirciye ayırt edemeyeceği bir şekilde sunulur ve böylece filmin sonunda bir süprizle karşılaşılırdı. Ancak bu filmde iki dünyayı iç içe mükemmel geçişlerle anlatmışlar.

Oyuncularda Emily Browning başrol için doğru seçim olmuş . Ve tabi Sweet Pea 'yi canlandıran Abbie Cornish'i unutmamak lazım.

Sweet Pea erkeklerin hatırında kalacak bir karakter olacağa benziyor.


Bu filme soundtrackleri sayesinde vereceğim puan  7.8

Ve filmin mükemmel giriş sahnesiyle başbaşa bırakayım sizi..
Buyrunuz..