SlideShow

0

Gurbet...

Hani her yigidin bir yogurt yiyisi her asiginda bir sevisi vardir ya, Iste buda böyle birsey.. Buranin sogugu bir baska oluyor arkadas , ana-baba sicakliginin eksikligimi yoksa alisildik bir kelimenin sicak esintisimi bilemedim... 4 duvar geciyor millet yillarcada , burayi mi geciremiyecegiz ; sorarlar adama... Gecer elbet gecer.. Simdilik biraz hasret biraz melankoli.. Alisiyor insan , alisir... Kimbilir kac sevdigimizi biraktik gurbete cikmadan yanibasimizda en uzaklara....
0

Yolculuk...

Aslinda artik yolculuk pek siradan birsey oldu benim icin .. Ama yinede alisamiyor insan vedalarin o ic burkmasina .. Hem bunun yanisira Sabiha Gökcen'den ilk ucusum benim..  En azindan curcunasiz bir yer , Ataturk Havalimanina kiyasla...
Biletsizlikten dolayi sunekspressle uctum , ama inanin bana kesinlikle tavsiye etmiyorum... 3 lu koltuklari ezelden sevmem, neyse ki cam kenari almamistim yerimi... Igneler yuzunden ucakta aninda uyuyakalmisim; ne kadar uyudugumu bilmiyorum ama yemek servisi icin uyandirdiklarinda midemde ki gurultuyla yemek servisi komplikasyonu hosnut birakmisti beni.. Taa ki sunekspresin yemek konusunda ne kadar cimri oldugunu anlayincaya kadar.. Bir tavuklu makarna (ufacik kutuda) ve yanina birde sutlac... Sunekspress: atistirin acliginizi yatistirin. Ben havayolu sirketi saniyordum, yanilmisim..
Hannover havaalanina indigimde soguk havayi kemiklerimde hissetmeye basladim. Ama bundan baska bir sorunum daha vardi ; meshur 1 euro sorunu.. Valizleri tasiyacak arabayi alabilmek icin icine 1 euro atmaniz gerekiyor.. 2 euro ve 50 centi deneyeen tek cahil benimdir heralde. Nasreddin Hocanin torunuyuz nihayetinde ya tutarsa ... Neyse uzun ugraslar sonucu parami bozdurup, icabina baktim... Trenimin kalkmasina daha 4 saat var.. Oyle saatlerce gezdim havaalaninda , ceken bir wireless aradim; yok... Duzgun bir yemek yeri aradim yok... Neyse sonunda mcdonlds i buldum ve attim iceri kendimi... Hemen 2 cheesburger soyledim.. Kadin, hizli almancasiyla beni afallatarak sadece kahvaltilik yaptiklarini soyleyince hayallerim yikildi.. orda resimlerden etli bisey gozume carpti : Mcmuffin TS.. Hic dusunmeden kahveyle birlikte siparis ettim.. Koca bir isirikla yarisini tukettigimde , etin tadinin farkli oldugunu dusundum. Bir daha tadiym dedim belki ilk isirista degisik gelmistir dusuncesiyle.. Neyse ikinci isirikta bitirdigimde tadinin kesinlikle cok degisik oldugunu anladim ve mcmuffinin tanitildigi tabloya dogru goz attim altinda ki su yazi benii kisa sureli uzdu : mit schweineflasche (Domuz etli)
Evet , almanyaya varir varmaz ilk acligimi domuz etiyle tukettim ; yazik bana...
Sonrasi atladim trene ve 2 saat tren yolculugundan sonra ver elini gottingen.. Dayimlarin eve girdikten sonra yaklasik 12 saatlik bir uyku macerasi yasadim ve hayat farkli bir dilde farkli bir ulkede yeniden basladi....
0

Ayak üstü...

Uzaklaşırken tanıdık duygulardan, insan aşık olmak istiyor.. Şöyle ayak üstü , yormadan aşk.. Öyle uzun kalmaya niyetim yok , kızıl saçlarını koklayıp çıkacaktım .. Renklere takılmıyorum içimden kızıl geçti sadece.. Vücudum sana dönük olmayacak , bir ayağım kapıda .. Şöyle aşık olasım var ayak üstü, dudaklarını gözlerimle öperek.. Kalbim sende aklım kim bilir nerde ... Düşünmeden ... Şöyle ayak üstü,bir yanım sıcağında bir yanım kışta kalmalı...
0

Son dakika...

Şimdi birde yanlış zamanlama diye bir olgu var hayatta.. Murphy'nin kurallarının temel taşı sanırım...
Gitmek üzereyken yeni keşifler hayatı dahada yoruyor...
Kalkmak üzere olan otobüse binmeden önce son anda tuvaleti geliyor ya insanın , herşeyde aynı bu son dakikada buluyor insan birçok şeyi... Ya yol ya yol , kaçıracaklarınız nasıl olsa altta kalacak...
0

Gittiğinde...

Gittiğinde geri bıraktıkların için üzülme , döndüğünde anlayacaksın ki onlarda herşey gibi değişmişler ... Yinede kendilerini vuranlardır gidenler... Düşünecek pek şey yok, bir kalem ve bir kağıt ; isteyene çok bile... Bir kağıda binip gider bir kalemle öldürürsün kendini , sevdiklerini ... İşte gitmek böyle birşey; bir nokta, bir nokta ve yanına son bir nokta daha...
0

Aşırı doz

Ve verdiğinde,
Damarlarımızdan
Aşırı dozda inançları...
Mavi rengini aldı gökyüzü...
Ve krizler ,
Gece nöbetleriydi hep,
Renkler yoktu,
Ve her sabah uyandığımızda ,
Umut şırıngası kolumuzda,
Aşırı doz hayallere uyandırıldık ...
MeclupCash
0

Hayatın p-içinden

Öyle arada abuk arzularla sınırları aşmak gerekir ... Hayatı tatmak amaçlı tabi , yoksa bokunu çıkarmak amacı gütmüyoruz bu arzularda...
En az 2 olmak üzere hafif alkollü bünye deneyimizin olmazsa olmazı.. Ve tabi 2010 İstanbul'unun gecesi olmasıda şart... Nasıl bir zihniyettir ki koskoca avcılarda yaklaşık  6-7 km boyunca bir tekel bayii canlılık belirtisi göstermesin.. Sırf bu sebepten yine iktidara sövesim geldi , neyse...
İşte o kadar yürüyüp tekel bayiini bulunca çöldeki kutup ayısından kaçabilmiş bedevinin surat ifadesini sahipleniyorsun.. Hele birde buz gibi birayı görünce orgazm olamamış kutup ayısının yakamadığı sigarayı yakıyorsun... Tabi bide o biraları aldıktan sonra geri dönüş yolunda sigara almadığımızı farketmek , ne kadar kaçarsan kaç sonun kaçınılmazdır klişesini hayatımıza soktu ... Neyse ki polis çevirdi ve ümitlendik acaba şansımız dönüyor mu diye... Üstümüzü arayan polisin bizde üstünü aradık laflarla; tabi sigarası var mı ki acaba.. Yokmuş üzüldük, kendimize mi üzülelim polis agabeylere mi bilemedim... Sigarasız alkol nasıl zor geçerse , gece devriyeside bi o kadar zor geçer kanımca..
Neyse ilk biralarımızı açtığımızda boğazımdan aşagıya akan o buz gibi bira mutluluğumu geri getirdi...3. yudumda elimden kayan bira şişesi dünyanın sonunun habercisi gibiydi.. Ağır çekimde yere düştü ve anında patladı... Üreticilere sesleniyorum: daha dayanıklı ve elden kaymayan şişe istiyoruz artık...
Öyle üzücü bir andı ki kelimelerle betimleyemeyeceğim ... Elma şekeri alınmış bir çocuk belkide bilemiycem şimdi...
2. biram olsada ilk göz ağrım bi başkaydı , yerini tutamadı...
Ve bu geceden sonra hayatın p-içinden öğrendiğim tek şey ... Hayat hep bir çöl ve kutup ayısı hep arkanda... Ya kaç yada zevk almaya bak..