SlideShow

6

Özgüven


Yurtdışında yaşamaya çalışırken en büyük sorun özgüven kaybı oluyor. Gerek dil gerekse kültür açısından insanlarla çok uyuşamadığınızdan değişik seviyelerde özgüven düşüşü yaşıyorsunuz..
Bende buara bu özgüven düşüşünü sağlam bir şekilde yaşıyorum nedense.. Yarı sosyallikten olsa gerek. Bütün gün evinize kapansanız belki bu olmaz ama bişeyi yarım yapınca hoş olmuyor.
Neyse gelelim bunun çaresine. Özgüven , abuk subuk insanlarla yerine gelen birşey değil ; gerçi bu kişisine göre değişen birşey. Yinede genel olarak en etkili insanlar çok sevdiğimiz insanlar.

Öyle ki duygusal bir ilişkideyseniz sevgiliniz zaten kendinizi çok iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Başarılı bir erkeğin arkasında bir kadın olmasının açıklaması budur zaten ; başarılı bir erkek olmak için önce özgüveninizi maksimum düzeye çıkarmanız gerekir. Bu da ancak sizi çok seven bir kadının motivasyonuyla olur .

Tabi bütün bahsettiğimiz bu motivasyon kuru sözlerle olan birşey değil. Bazen uzun bir bakışma ve ardından ıslak bir öpücük , bazense kısa bir bakış ve uzun bir tebessüm ...

Yine burdan yola çıkarsak ; uzun mesafeli ilişkilerin bu sebepten dolayı yürümediğini söyleyebiliriz. Yani sonuçta çok seviyorsunuz ama yorulduğunuzda sarılamazsınız. Sizi iyi hissettirecek tek kişi yanınızda değil. Ve siz abuk subuk insanların sizi iyi hissettirmesini istemiyorsunuz.. Vesaire Vesaire..

Asıl anlatmak istediğim. Taban yaptım , taban..
Bazen şeytana mı uymak lazım ?

Şarkı
4

Tanrıyla Sevişmek


İnsan bütünüyle elde edemediği şeyi sikermiş..

-Tutun beni son nefesteyim-

Birine karşı ne düşünüyorsanız o da size karşı sizin ona karşı olan düşüncelerinizin ekseni içerisinde birşeyler düşünüyordur.

-Düşmemek için hiç atladın mı söyle-


Kafamın iç çeperlerini kum torbası olarak kullanan bütün boksör düşüncelerimi , sinir uçlarıma tecavüz edenleri  ve sinapslara binip at koşturanları hepsinden daha çok seviyorum ...

-Derindeyim, derindeyim -

Bir kadınla seviştiğinde Tanrıyla seviştiğini hissetmiyorsan, sevişmeyeceksin...

-Hiç yenildin mi böyle -

Çok arzuladığın şeyleri bir daha düşün...Şifa arıyorsan boşver , sebepsiz arzuluyorsan dibinide yala..

-Bir ömür geçer -
2

İleri Almak ?!

Yavşağa bak : | 

Saatleri yine 60 dakika ileri aldılar .. Pazar günü ileri alınır mı arkadaş ; cumartesi günleri sarhoş oluyoruz biz, haberiniz yok mu sizin. Ulan yatağa attım kendimi 2 de kalkarım umutlarıyla. Gözümü bir açtım saat olmuş 3 ; tabi eski zaman dilimine göre. Bilgisayarı açınca saatin 4 olduğunu anlamış oldum. Tabi o ziyan olmuş 1 saatin vicdan azabını hiçbirşekilde anlatamam. Sanki o 1 saatte ömrümün en zevkli dakikalarını geçirecektim ; ya geçirecektiysem  ?
Hangi ibne verecek bana bunun hesabını !  

Ulan yavşaklar siz bize sordunuz mu ; belki biz uzun geceler istiyoruz. 
Bu saatleri ileri alma olayı kapitalist sistemin piçliğinden başka birşey değildir arkadaş. 
Sevgilisi olanlar güneşte daha fazla dolaşıp daha fazla para harcasınlar diye yapmışlar resmen.. Ulan biz gece olsada içmeye başlasak diye saat sayarken aşama aşama depresyonlardan geçiyoruz.. Mitoz bölünmeleri mayoz bölünmelerle çarpıyoruz .. 

Gecelerin uzun kalmasını isteyen herkesi protestoya davet ediyorum..

Zamanımıza dokunmayın , Gecemizi çalmayın !
5

Arızalı Günler

Enteresan günler geçiriyorum. Çok enteresan sayılmaz ama herşeyin bir anda  bozulması enteresan geldi bana..
Mp3 playerım açılmıyor, cep telefonum ses çıkartmıyor ve 2 gündür internet çalışmıyordu. İnternet sorunu kısmen çözüldü. Ama diğer problemlere bir çözüm bulamadım .
İnternete giremediğim sürenin çoğunda zaten işteydim. Evet iş buldum ; bahsetmişmiydim bilmiyorum. Bir makarna evinde garsonluk yapıyorum. Saat ücretinden çok memnun olmasamda bahşişler yüzümü güldürüyor. Gerçi Türkiyeye kıyasla çok iyi ücret alıyoruz ama burası için düşük . Henüz pek bi acemiyim bu meslekte, işin inceliklerini yavaş yavaş öğreneceğiz , bakalım. 
İşe gittiğimde kendimi iyi hissediyorum , biraz sosyalleşmiş olmaktan dolayı sanırım. Tabi 5 -6 saat sürekli ayakta durmaya vücudum henüz alışkın olmadığından iş sonrası sırt ağrısı çekiyorum ; buda geçer .. Kolay iş yokmuş arkadaş ; 2 den fazla tabak taşıyamıyorum henüz yada ağzına kadar dolu tepsiyi tek elle götüremiyorum ... 
Bugün akşam 6'da yine iş var. Oflayamayacağım çünkü ne kadar iş o kadar para .Birkaç ay iyi bir birikim yakalayabilirsem hayalim olan profesyonel fotoğraf makinalarından birine bir adım daha yaklaşmış olacağım . Kısmet nasip falan filan . 
Birde yarın çok yoğun olacak benim için. Bizim evden bir arkadaş ev kazası geçirdi ve burnunu dağıttı. Şuan hastanede yatıyor ameliyat olacak.  Bugün beni arayıp yarın için ona cep telefonunun şarj aletini ve mp3 kulaklığını getirip getiremeyeceğimi sordu , bende tabi ki dedim. Yani yarın önce onu ufak çaplı bir ziyaret edeceğim . Daha sonrasındaysa kaldığımız yerde yeni semester öncesi hoşgeldin etkinliği var. Dayım falan gelecek , hep beraber bir iki bişey yiyip içtikten sonra işe gideceğim. Pazar gününe işim yok gibi gözüküyor eğer işten çağırmazlarsa inekler gibi evde yatmayı düşünüyorum. 

Bedensel olarak çok yoğun olsamda ruhum bomboş bu ara.. İçimde kıpraşan hiçbirşey yok . O kadar amaçsız ve boş hissediyorum ki kendimi . Kalp sadece atıyor başka bir işlevi yok gibi . 

Yaşamakla nefes almak aynı şey değil ; tatmakla hissetmenin aynı olmaması gibi.. 


0

Kaldığımız yerden devam...

Dün gece uyuyabilmek için şarap içiyordum , bugünse tadına vara vara kafayı bulmak için kaldığım yerden devam ediyorum. Canım nedense aşırı sıkkın. Hiçbirşey yapasım yokmuş gibi yapma potansiyelim olan şeyler üstünede pek bir kararsızım..
Sebebini bilmiyorum, açıkçası bir sebepte aramıyorum artık. Hayat , öyle yada böyle geçiyor. Küçük dünyamda tıkılıp kalmayacağım demiştim kendime , oysa insan okyanuslarıda aşsa kendini aşamıyormuş.
Dünyayı dolaşıp yeni kıtalar keşfedebilirsiniz , kendinizi keşfedemetikten sonra ; yada ateşi bulabilirsiniz , ruhunuzu ısıtamadıktan sonra...

Neyse kararsız kaldığım konu bu gece kendimi dışarıya atıp biraz kafa dağıtsam mı dağıtmasam mı?

Karar vermek için yaklaşık 1 buçuk saatim var ; işin ilginç yanı bir yandan nasıl geçecek bu 1 buçuk saat diye düşünürken , öte yandan kafayı bulabilmek için çok az lan diyorum kendime..

Son cümle gelsin artık ;

Kaçıp kurtaramazsın kendini , bir kurşun kafana koşmadıkça , bir urgan boynuna sarılmadıkça... 
4

Şarap

Bir kadehe dokundu dudakların,
Birde sana,
Bu kadar severek..
Hasret yıllandırdı tadını...
Yetmeyen bir yudumu,
Şimdi yetmeyen şişelerde arıyorum..
Sığabilseydik keşke,
Bir kadehle
İki dudak arasına...
-------------

Traşımı oldum, duşumu aldım; yeni bir güne yeni bir hayat gibi hazırlandım. Ve arınmış kanımı bir kadeh şarapla günahlandırıyorum şimdi.. 
Biz demeyi geçtim , sen diyebileceğim bir sen bile yok hayatımda.. 
Yalnızlık yerine zamir kullanılmıyor , şarap yerine kullanılmadığı gibi.. Burda ki tek zamir benim , gerisiyse bütünleyenlerim.. 


Bir yudum şarap, bir yudum aşk eşittir bir şişe yalnızlık...
2

100 yıl sonra Nevzat

Şimdi bahsedeceğim şey için ohoo sende amma geriden takip ediyormuşsun gündemi diye yorum yapmazsanız sevinirim.. Malum izdivaç programlarını takip etme fırsatımız olmuyor.
Evet ideal damat Nevzat'ı izleme şerefine az önce eriştim. 
Bu kadar mı doğal olur insan. Güler misin ağlar mısın ikileminin bol güldürmeli kısmını gerçekleştiren bir insan.. Zuhal Topal'ında bu adamla yaptığı laf dansı gerçekten güzel olmuş..

Hele ki Fast and furious sohbeti sonrasında Houuuw Nevzat bey yorumu pek bi aşmış . . 

Kop Kop Nevzat... Zuhal Topal'ın kişi hakkında ki ilk analizi emocu-emo oldu. 
F-16'yı geçen 700 kadını eskitmiş bir adamdan bahsediyoruz burada. Eli öpülecek adam gerçekten. 
Türk genci 100 yıl sonra Nevzat gibi anca olabilirmiş ; neyse ki yüz yıllık bir ömrümüz yok .. Aslında doğru söylüyor yüz yıl sonar bu tipler çoğunlukta olacak gibi gözüküyor. 

-Ya anlatamıyorum , fazla dalmak istemiyorum bu konulara... 
10 numara gelcek ki kırmızı düğmeye basiym ... 

Akli dengesi yerinde değil diyeceğim ama akli dengesi yerinde olmayanlara hakaret olur . Çünkü delilikle mallık aynı kefeye girebilen birşey değil..
Neyse izleyelim gülelim biraz.