Sistematik döngüler içerisinde yoğulurken dünyasal şeylerin kölesi olma yolunda hızla ilerliyorum. Özgür ruhum esir bedenimin içerisinde adaptasyon süreci yaşıyor; siksem olmuyor bakir kalsam nafile... Bu ruh başka evrenlere akamıyor artık... Ben de sizin gibi gidiyorum kalıbına uyacağım yakında; normalde çok ben demeyi sevmem ama bu seferlik böyle olsun. Blog dostlukları vardı buralarda ve beni benden alan sohbetleri. İsimsiz cisimsiz sadece ruhlarıyla ruhumda yer edinmiş insanlar. İşin güzel yanlarından biri de anonimlik ve her an kaybolunabilirlikti. Gerçi şimdi karanlıkta kaybolmuş ruhum hoşlanmadı bu kaybolunabilirlikten. Oysa hala emin değilim; ben miydim terkeden yoksa onlar mı; kim bilir belki de bütün mantıksal gerçeklere inat tesadüfen karşılıklı aynı zaman tekelinde terketmişizdir. Belki bir gün yine buluşuruz ; bu blog olmayabilir yada hala varlığını sürdürebilir; belki internet olmaz belki dünyada hiç bir iletişim yolu bulunmaz birbirimizi taşlar üzerinden ortak kullandığımız yollarda olan veya ortak seviştiğimiz papatyalar üzerinden okuruz. Bir ben bir başka beni doğuruyor; peki ya o her doğan yeni piç yeni katil eski beni en kanlı şekilde öldürüyor. İçimde ki bütün katilleri daha sıkı kucaklıyorum ve ben her yeni güne daha kanlı uyanıyorum...
SlideShow
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)