SlideShow

0

Özele girer gibi

Bazen tribe girip ulan çok özelime girmiyim diyorum. Sonra dönüp son 8 yılda blogta paylaştıklarıma bakıyorum ve diyorum ki 'Özelimi kaldı ak' .
Bugünün adı Lola Marsh aslında ne güzel isim lan öyle o; okurken bile bir bahar geçiyor insanın içinden. Ve sonra You re mine şarkısını dinliyorsun hem bahar hem son aslında hepsi bir nevi bahar. Dün geceyi erken saatlerde evde bitirme planları yapsamda yine başaramadım. Neyse artık gece mesaileriyle gündüz mesailerini birleştirmeye alıştık. Almost 32 yıllık hayatımın içinde hayatımın kadını olabilecek tek insanla ayrılmamızın üstünden 5 ay geçti o  5 ay içerisinde en fazla 2 geceye sığan insanlarda geçti tabi haliyle. Son 2 aydır çok içime kapalıyken o nadir çiçekler gibi bir anda çok açıldım yeniden. Her gün bir sürü insanla tanışıp sonuna kadar sosyalleşiyorum; şu aralar hoşuma gidiyor ama bu sürekli süre gelen bir durum değil. Gün geliyor yabani oluyor gün geliyor güller saçıyorum. Biseksüel polar bir ayıya benzetiyorum kendimi. Evet ben saçma kelime oyunlarını seviyorum; bakıyorum da dikkatinden kaçmıyor hiçbir şey. Hiçbir niye birleşik yazılıyor lan bu kadar abukluk olur mu ve bu kadar ironiklik; ya birsindir ya hiç.. Hiçbir kelimesi sen ve ben gibi aslında; beraberken bir hiç ayrıyken sadece bir... İkinin bir olduğu yer aslında yine bir hiç...
Yine konulardan sapıyorum.
Dün gece arkadaşın çalıştığı barda bir kıza hızlı bir yanlama yapıp telefon numarasız bir kapanışa ulaştıktan sonra bizim Jonniyle oturduk,  Jonni çat pat türkçe bilen alman bir kız. Kafası kendinden bile güzeldi o yüzden abuk subuk felsefeye bağladı. Benim de bu ara hiç felsefe yapasım yok; en azından geceleri. Kendisi bana benim için neyin önemli olduğunu sordu; çok klasik bir cevap verdim:aile. Gelecekte kuracağım aile falan değil sadece annem ve babam. Onun dışında başka bir cevabım yoktu ki hala yok. Onun cevabı inanç; incil. Ne istediğimi bilmediğimi biliyordum ama benim için neredeyse hiçbir şeyin öneminin olmadığını bilmiyordum.
Benim için ne önemli olabilir ki; ya da senin için önemli olan ne var ? Aydınlat beni; bugün çok karanlıktayım en azından gündüzleri. Geceleri yine aydınlanacağım alkolle yanan mumların altında.

Şu an homeoffice modundayım sağımda teras manzaram. Ahanda bu da fotoğrafı.


0

Ortaya saçmasapan


Ah üleyn. Ekim ayı adet geçirince benimde hormonlarım yerinde sayamıyor; hal böyle olunca iş yerinde  son saatimi hormonsuz abazalıklarla dolduruyorum. Evet bir şarkının ırzına geçebilme potansiyelim var şu an yada gökyüzüne çığlıklar atıp bulutları kırbaçlama potansiyeli de olabilir. He tabi biblo gibi bir karşı cinse de hayır demem neyse o kısmı siktir edelim şimdilik.
İş nedeniyle yaklaşık 9 aydır haftanın 3 gününü başka şehirde müşteri şirketin ofisinde geçiriyorum yani iş ofisiyle otel odası arasında geçiyor haftamın 3 günü. İlla otel olmak zorunda değil tabi; duruma göre Airbnb kafasına da girmiyor değilim. Otel odaları hormonlara iyi gelmediği gibi duygularında ağzına sıçmıyor değil. Hem sevişmeyeceksek niye otele gidiyoruz demi; evet bu bir alt kültürdür. Nasıl bir toplumdan geliyorsam artık oteli sevişmekten başka bir şeyle bağdaştıramıyorum. Bak bu yalan oldu birde John Cusack'lı 1408 filmi var; pek bi severim. İzlemediysen bu gece izleyebilirsin yada yarın gece. Hem kış geliyor yakında;  uzun geceler bizi bekler hemide apandissiz geceler. Ebet apandisimi aldılar; dilimden sonra en sevdiğim organı. :| Evet çok nays bir durum. Nays kelimesini severdim ben şimdilerde safe kelimesini seviyorum. Bana sevdiren aşifteye sevgiler saygılar; kendisi çadır komşum olur. Yalnız kelimeyi sevmiyorum aslında ama söyleyiş tarzını seviyorum şuraya sesli not düşebilsek ne güzel olurdu. Ağzımı yamultup yaydıktan sonra kalın tonla söylüyorum : Seaayyyff. Çok kasmayın kendinizi; inkilizce yetenek işi :|
Üleyn yazıya hala şarkı bulamadım; bu ara youtube keşiflerim en alt seviyede. Farkındayım konudan konuya atlıyorum zıp zıp. Kanadımı kıramadılar daha ondan dolayı zıp zıp; kanatlarla uçuluyor biliyorum beni düzeltmene gerek yok bence; insan çuvaldızı önce kendine sokmalı.
Şarkıyı bulamadığım sürece kafanın üstündeki pembe filleri terketmeyeceğim. Nede olsa bu bir takım oyunu. Takım dedim de benim takım uyumum çok azmış ya; hep öylemiydi hatırlamıyorum ama kendimi ait hissetmiş olduğum şeyler olmadığı için sololuğu takıma göre daha çok tercih ediyorum. He ille de kaşınıyosanız gelir lideriniz olurum. Yalnız çok sertimdir; benden iyi diktatör olur muydu bilmiyorum ama sizden iyi köle olacağı kesin. Sizle biz arasında çok fark yok aslında.
Youtupun algoritmasının üstünde taş sektireyim iyi mi! Yüz milyar video içerisinde neden sürekli aynı 20 müzik videosunun arasında sıkışıp kaldım. Hal böyle olunca götümü kaldırıpta şarkı keşfedemiyorum ve bu da beni bu yazıya hapsetti. Neyse bugün şarkısız gidiyorum; galiba. Gittim.
0

Karanlık çocuk Instagram


      Bu haber şimdilik sadece Ios yani Apple kullanıcılarını ilgilendiriyor. Android sistemlerde hala '113.0.0.39.122' versiyonu kullanılmakta olmasına rağmen 2 günce önce 7 Ekim 2019'da Ios sistemler için '114.0' versiyonu yayınlandı.
      Sen şimdi bana saydırıyorsundur; kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz ülen Android kullanan mı kaldı diye. Kahrolsun Android kullanıcıları diyenlere sesleniyorum; Android proleterlerin son kalesidir. Siz bunu ne yarısı yenmiş bir elma ile ne de muz cumhuriyetleriyle yıkabilirsiniz. Hadi şimdi devam:
      Bu versiyonun en önemli özelliği 'Dark Theme' modu. Nedir bu 'Dark Theme' modu dersek; şöyle açıklayabiliriz.
      'Dark Theme' adından anlaşıldığı üzere 'Karanlık Tema' anlamına geliyor; yani kullanıcı arayüzünün açık renkler(genellikle beyaz) yerine koyu renklerle(genellikle siyah renklerle) donatılmış haline 'Karanlık Tema' diyebiliriz.
       Neden Karanlık Tema konusuna gelirsek; son dönemde Google'ın kendi ürünleri(chrome, google app vs.) için yarattığı 'Dark Theme' adlı temalar çok tutunca tabi ki diğer sosyal platformların bu talebe cevap vermeleri gerekiyor. Sürekli beyaz arka plan kullanmaktan bıkmış kullanıcılar için siyah arka planlı uygulamalar çok cazip. Bende, karanlık arka planın uygulamaları daha zarif gösterdiğini düşünüyorum.
Bunun yanı sıra ortalarda  'Dark Theme' in şarj kullanımını azalttığı dedikodusu dolaşsa da; bunun kesinlikle gerçeği yansıtmadığını söylemeliyim.
Onun dışında bu versiyonun bir değişiklik yapıp yapmadığını söylemek  zor.
Versiyon '114.0' android için ne zaman yayınlanır sorusuna ise resmi bir cevap olmasa da çok uzun süreceğini sanmıyorum.

Instagram fenomenleri ve instagram hastalarına şimdiden iyi eğlenceler. Ps: hepinizin amk*.

*: Alnınıza möpücükler konduruyorum

0

Deal with god

There are many posts which written from lips that belongs to god. We are all gods; at least we try to humanise him/her/it/whatever. Also god tries to deificate us.
So Kate Bush'un yazdığı Placebo'nun da seslendirdiği gibi ;

And if I only could
I'd make a deal with God

Arınmanın iki yolu var aslında; iki yol dedim de her şeyin iki yolu var.

Yaşamanın iki yolu,
Ya son gaz sol şeritte,
Ya da diğerleriyle limitte. 
Sevmenin iki yolu, 
Tırnaklarınla kanatarak,
Ya da bir gül yaprağını koklayarak.
Ölmenin bile iki yolu var, 
Ya geri adımlarla kucağına emekleyerek,
Ya da bütün gücünle koşarak yer çekimine inat.   

Yine de düşmeden önce yapmamız gereken şey : Running up that hill. 

You don't want to hurt me
But see how deep the bullet lies

Bazen koşullar öyle hale gelir ki onu kurtarmanın tek yolu canını acıtmaktır; ne kadar istemesende. Derine inen bir kurşunu çıkarmanın iki yolu vardır,
Ya toprak olmak,
Ya da acıya dayanmak ...

Unaware I'm tearing you asunder
Ooh, there is thunder in our hearts, baby 

Farkındalık zor zanaat; hem gözlerde boğulurken nasıl hatırlar ki insan nefes almayı. En şehvetli gecelerde karanlığı yırtarken nasıl durdurabilir ki bir vampir boynunda ki dişlerini. 
Güneş ne kadar açarsa açsın aynı anda giremez kalplerimize; aynı anda düşebilen yıldırımlar gibi.

It's you and me won't be unhappy.
"C'mon, baby, c'mon darling
Let me steal this moment from you now.