So Kate Bush'un yazdığı Placebo'nun da seslendirdiği gibi ;
And if I only could
I'd make a deal with God
Arınmanın iki yolu var aslında; iki yol dedim de her şeyin iki yolu var.
Yaşamanın iki yolu,
Ya son gaz sol şeritte,
Ya da diğerleriyle limitte.
Sevmenin iki yolu,
Tırnaklarınla kanatarak,
Ya da bir gül yaprağını koklayarak.
Ölmenin bile iki yolu var,
Ya geri adımlarla kucağına emekleyerek,
Ya da bütün gücünle koşarak yer çekimine inat.
Yine de düşmeden önce yapmamız gereken şey : Running up that hill.
You don't want to hurt me
But see how deep the bullet lies
Bazen koşullar öyle hale gelir ki onu kurtarmanın tek yolu canını acıtmaktır; ne kadar istemesende. Derine inen bir kurşunu çıkarmanın iki yolu vardır,
Ya toprak olmak,
Ya da acıya dayanmak ...
Unaware I'm tearing you asunder
Ooh, there is thunder in our hearts, baby
Farkındalık zor zanaat; hem gözlerde boğulurken nasıl hatırlar ki insan nefes almayı. En şehvetli gecelerde karanlığı yırtarken nasıl durdurabilir ki bir vampir boynunda ki dişlerini.
Güneş ne kadar açarsa açsın aynı anda giremez kalplerimize; aynı anda düşebilen yıldırımlar gibi.
It's you and me won't be unhappy.
"C'mon, baby, c'mon darling
Let me steal this moment from you now.
0 Sek Raki:
Yorum Gönder