SlideShow

2

Vaskanson III

Unutmamak gerekir ki , sadece en uçta sevenlerin sevgileri azalabilir...
-Vaskanson-

Bir kelebeğin kanat çırpışı gibi bir yalanın bize göz kırpışı hayatımızdaki herşeyi yıkan bir fırtınaya sebep olabilir..
-Vaskanson-

Sevmekle köpeklik arasında fark vardır... Seven insan acıtmasınıda bilmeli bazen..
-Vaskanson-
3

Vaskanson II


İyi bir inanç iyi bir yalandan daha sağlıksızdır, biri ölünceye kadar diğeri yatsıya kadar... 
-Vaskanson-

Arıların çiçeklerle sevişmesinden öğrendi insan sevişmeyi, ve bal yerine kötülükler doğurmayı öğrendiler sadece...
-Vaskanson-


İyiyi kendince iyi olan kötüler belirledi ve kötüye dışlananlar kaldı. İyiyle kötü futbol takımına seçilmek yada seçilmemekle aynı şeydi. İşte bu kadar saçmaydı sevap ve günahlarımız.. 
-Vaskanson- 
0

Vaskanson



İnsan kendi illüzyonu olan Tanrının bir illüzyonudur...
                             - Vaskanson-



Bir su kadar saf olabilen bir su kadar kolay kirlenebilir;
günah ve insan homojen bir karışımdır... 
                               -Vaskanson-
2

Pazartesi Sendromu


Bu pazartesi sendromu psikolojik heralde.. İş yok okul yok yinede pazartesi sendromu var.
Hayatımda ki bu süreksiz gidişata bir dur demem gerekiyor. Pazartesilerin icabına cumartesiden bakmam lazım belkide.. Rahatlamış bir cumartesi gecesi hoş bir pazarı ve ardından sendromsuz bir pazartesiyi getirebilir belki .. .

-İnsan hatalarını bir başka insanın doğrularında görür.. -
İnsan beyninin o boş şartlanmışlığı bu salak önermenin bile doğruluğunu sarsıyor..

Canımızın istediğini yapmalıyız, mantığıyla mı yaşamalıyız acaba ?

Bugün uyuşturucu istedi canım bi altınvuruş yapayım...
Bugün hız tutkum bastırdı şu otobanda bi 350 basıp geleyim..
Bugün libidom yüksek bir grup sex yapayım...

Kim bilir kaçıncı beyin sikilmişlikleri yaşıyoruz... İnsan ömrü ortalama 60 sene ama bence bu ömür beynin ömrü.. Çok bile sabrediyor bu kokuşmuş hayata.

Kendimden bir bok olmayacağını anladığım zamanla insanlardan bir bok olmayacağını anladığım zaman dilimi aynıydı.
Tecrübelerle kaşarlanmak yerine ismi anılmayan bir saf olmayı yeğlerdim..

Bişeyi yapmış olmak için yapmayı sevmemek lazım bazen.. Uçlarda tutkularla yaşamalı..

Yüzdün mü km'lerce boğulurcasına yüzmeli, sigaraya sarıldın mı ciğerlerini kanatırcasına ağzından düşürmeden..
Sevdin mi acıya acıta..
Hiçbir mutlu hayat yoktur..
Siz insanlara sadece mutluluk verirseniz (ki veremezsiniz) yinede ne kadar çok verirseniz o kadar tersini alırsınız..

Yeni atasözü :
Yılanla seviş , kimseyi koynunda besleme ...

Bildiniz. . . Benden ata olmaz , en azından şimdilik ...

Herşeyi iyi bilmek hiçbirşeye yetmiyor aslında. Çünkü bilgi ve tecrübe arzularınızı yada tutkularınızı dizginleyemiyor..

İnsanın ne arzuladığını kontrol edememesi garip bir olgu... 1 dakika sonra ne arzulayacağımı bilmiyorum.
Ama şuan tam tamına şuan sağlam bir kavganın ortasında kendimi bulasım var ..

Açılan kaşımdan akan kanın sıcaklığı bütün beni ısıtsın istiyorum. Sağ yumruğumun buluştuğu o yuvarlak hatlı surat dünyaya vurmuşum gibi hissettirsin beni...
Karnıma yediğim yumruk nefesimi kesmeli, Marsa gidip nefessiz kalmış gibi hissetmeliyim.. Ve Dünya'ya geri döndüğümde aldığım o ilk oksijenin hepsini sağ koluma oradanda yumruğuma aktarıp nakavt vuruşunu yapmalıyım...

Ve alın kanıyla kazanmanın o zevkli gülüşü suratımda belirmeli...

Hayatın rekabet olmadığını söyleyebilen bir insan tanımadım henüz.
Ne olursa olsun en kötü kendinizle yarışıyorsunuzdur...

Fuck the life , adopt the son of bitches...
2

Yatmadan önce yazısı ...Vol x

Oscar töreni sona erdi. Ama bununla ilgili konuşmayacağım.. Bu saate kadar ayakta kalmamın sebebi buydu.
Neyse bunun önemi yok. . .

İnsan, ne meraklı varlıktır. Belkide hayatımızda bir çok hataya merakımızdan düşeriz. Geriye dönüp baktığımızda bir merak sonucu en büyük yanlışlarımıza vardığımızı farkederiz. İnsan yanlışlarından ders alan bir canlı gibi gözüksede bunu en az yapabilen canlı varlıktır.

Abuk subuk insanların hayatımda sorunlar çıkarmasını hiç sevmem. Gerzek gerzek insanları kim sokuyor lan buraya...
Pıllarını pırtılarını toplayıp uzağa taşınsınlar.. Hatta mümkünse aynı oksijeni solumayalım ...
4

Mr. Nobody


Uzun süredir kafamı kuracalayacak bir film izleyememiştim. Ve dün gece Mr. Nobody filmi çıktı karşıma. Bir iki araştırmadan sonra direk izlemeye koyuldum.
Filmde birsürü senaryo birbirine olasılıklar dahilinde kurgulanarak bağlanmış . Yani aslında bir film izlerken olası bir çok filmin özet halini izliyorsunuz.. Her birinde ayrı bir duygu yoğunluğu ayrı bir dram yatıyor. . .
Hayatımızda seçimlerin ne kadar önemli olduğunu çok iyi vurgulayan filmlerden bir tanesi olmayı başarmış...
Ve tabi kuantum fiziğinin o egzantrik konularını senaryoya ufak ufak enjekte edip  izleyicinin düşünsel dünyasını zenginleştirmeyi başarmışlar.
Filmde sahne geçişleriyle kurgu geçişleri o kadar mükemmel ki herseferinde zevkten dört köşe olmanız mümkün...
Bu filmin tek kötü yanı şu olabilir: Ayrıntılara çok önem vermişler ve hiç bir şeyi kestirip atmamışlar bu nedenle arada durağan sahnelerden sıkılabilirsiniz   ; yinede bence bu kötü bir yan değil, üsluptur ama bazı insanlar sıkılabilir.
Film benden 10 üzerinden 8.2 almayı başarıyor.

Gelelim resmi bilgilere...

Yönetmen, Senarist:  Jaco Van Dormael

Oyuncular: Jared Leto, Sarah Polley, Diane Kruger

-Aşk bir omuzun ötekine değişidir... - 
5

Fack to the Future

İki gündür hiçbişey yazmadığımın farkına vardım az önce.
Evet bildiniz traş oldum. Ben sakallarım olmayınca pek güzel şeyler yazamıyorum. Banada ilginç geldi .
Hayat aynen devam ediyor. Okul tatilde olduğundan bütün gün evde pinekliyorum.
Dün gece 90. dakikada Bayern Münih  attığı golle inter milanı 1 -0 yenmiş oldu. E tabi bunun üstüne bira içilmez mi içilir.. Bir kaç bira götürdükten sonra her zaman ki gibi renk ziyaretine doğru yol almak için hazırlandık..
Gittiğimiz yerde bira fondipleyecektik ama birde ne görelim parti var. Normalde giriş 15 euro olmasına rağmen biz beleşten girmiş bulunduk.
Beleş içkide olunca yemede yanında yat partisinden oldu bu . Bi kaç saat sohbet içki falan derken bizim ufaklık sarhoş oldu eve gidelim falan dedi.
Eve doğru yola attık kendimizi.. Heralde 2 km lik bir mesafe var . . Kafalar epey bi güzel.
Bizim eleman demez mi hadi eve kadar joggin yapalım diye..
Ulan Hero senin neyine joggin; birde sarhoş kafayla..
Popomda solungaç çıktı arkadaş... Evrim teoriside böylece tamamlanmış oldu ..
Bu evrim teorisiyle ilgili düşüncelerimide başka bi postta açık seçik yazacağım .. Comin soon.

Neyse nerde kalmıştık , heh evin kapısını gördüğümde içimdeki hayvan sevinç çığlıkları atmaya başladı.. Zor bela kapıyı açtıktan sonra merdivene 1.80 uzandım.. Yaklaşık bi 10 dakika merdivende nirvanaya ulaştım ; daha doğrusu midemde çalkalanan bilmem kaç litre bira ulaştı nirvanaya..

Neyse lan sonra bi bok yapmadım.. Netten biraz 3 top oynayıp ayıldıktan sonra attım kendimi yatağa...

Bu arada iş buldum... Kötülükleri temizleyen Kahraman olucam.. Evet Bulaşıkçılık işi buldum ..
Geçici tabi , 1 ay falan çalıştıktan sonra kısmetse barmenlik yada garsonluk yapmaya başlıycam.. .
Money is money ...