SlideShow

7

Yeni bir ev

Yeni bir ev yeni bir iş yeni bir aşk diye devam etmek ister miydim ki ; yok yok sadece yeni bir ev yeterli. Evet dün öğlen saatlerinde yeni bir eve taşınmış bulunmaktayım.
Eski odama göre birazcık daha küçük olsada sinerjisi daha seksi ; belki batıya baktığındandır. Tek farkı bu değil üstelik ..
Eski ev müstakildi ; uzun süre sonra apartman hayatına geçiş yaptım. 11 katlı öğrenci apartmanı ... Biz aynı evde 4 kişi kalıyoruz ; 3 bayan ve bir de ben.. Şimdilik sadece ağustos sonuna kadar sözleşme imzalamış olsakta  bir pürüz çıkmazsa 10 ağustosta uzun süreli bir sözleşme imzalamayı düşünüyoruz. Umarım sorun çıkmaz  ; çünkü taşınmak harbiden meşakatli iş .
Onun dışında herhangi bir değişiklik yok ; yalnızlık yalnızlık ve parti parti parti ... Tabi bu sadece sizin duyduğunuz kısmı ; bir de duymadığınız kısmında iş ve ders var . Neyse ki ders kısmı tatile girdi ama iş kısmı devam ediyor.
Yeni odamdan size yatak pozları yolluyorum ....
4

Hatırlayamamak


İlk defa blogla aramıza bu kadar mesafe girdi. 15 gündür herhangi bir yazı yazamadım ; yazasım da gelmedi .. Gerçi bunda en yakın arkadaşlarımdan birinin yanımda olmasının etkisi var . Evet istanbuldan arkadaşım geldi 1 haftalığına.. Benim için mükemmel bir haftaydı ; ama malesef bugün geri dönüyor. Her güzel şeyin bir sonu vardır.. Onun dışında erasmusla gelmiş bir türk arkadaş var ; o da haftaya gidiyor. Sizin anlayacağınız haftaya epey bir yalnız kalacağım; eski günler gibi..
Alkol tüketim hızı düşmüş değil ; dün geceyi yine hatırlamıyorum. Yazmadığım 15 gün içerisinde hatırlamadığım 3-4 gün mevcut.
Ne yapalım , hayat diyip geçesim var ..
Neyse haftaya yalnızlıkla beraber kendime çeki düzen vermeyi düşünüyorum. Malum sınavlar falan da başlayacak.
Kısa bir dörtlükle gideyim artık ; çok bile yazdım ...

Hatırlayamadığım gecelerde vardın sen,
Düşünmek ,
Her zaman akıl işi değil,
Bazen kalp işiymiş ,
Hatırlayamadığım gecelerde öğrendim ,
Seni düşünürken...
4

Geceye Saklanmak

Geleceğe dönmek midir aslında hayat ; ya da geçmişe gitmek mi...Kim diyebilir ki bütün yaşamımızın bir sirkülasyondan ibaret olmadığını .. Başlarda herşey bir öğrenişken sonralarında hep bir unutuş değil mi sanki... 
Bütün aşklarım sanayken , evrimleşen bütün nefretlerim de sana değil mi...
İlk nefesini ananın dizleri dibinde alırken, son nefesini vermek istediğin yer yine aynı değil mi..
Olasılıkların olmadığı bir hayatta sana çarpma ihtimalimi sevdim...  1 salise sonra ölme ihtimalimle eşdeğerdi ne de olsa.. 
İlk adımını attıktan sonra bütün koşuşların çocukluğuna değil miydi..  Psikologlar bile bugününü öğrenmek için gitmediler mi geçmişine... İki şeyin zıt olabilmesi aslında aynı olabilmesi değil midir ? 
Paralel dünyalardan daha yakın paralel kişiliklerimiz yok mu bizim... Her seçim de şekillenen ve kirlenen.. 

Bir kadehte ölmezken, bir aşkta nasıl ölsün insan... 
Dua etmeyi bilseydim hepsi tanrıya mı olurdu ; belki ...
Ama sevişmeyi bilseydim eğer hepsi sana olurdu... 
Aynı havayı mı soluyoruz , aynı bedenleri mi giydik ; sanmıyorum.. 

En çok küfürleri seviyorum artık , çünkü en güzel sevgi sözcüklerinden bile daha dürüstler çoğu zaman... 
Acıtıldığında sevebilmeli insan , kandırıldığında değil.. 
Ne kadar istesemde kalmayı sevmedim ; her aşk bir gidişti ... Ama her gidiş bir aşk olmadı nedense... 
Bazen solgun ve heyecansız gidişler tattım... 
Yinede seni seviyorum öpücüğü yerine sitemkar bir veda öpücüğünü yeğlerim.. 
Kalsam bile gidiyor olacağım ; elimde değil...

Haydi kaybolalım;
Haydi geceye saklanalım... 
4

3 leme Hayat

3'leme hayat formülünde yaşar oldum bu aralar..
Okul , iş ve parti 3 lemesinden bahsediyorum tabi ki... Okuldan vakit bulduğumda çalışıyor , işten vakit bulduğum da ise partilere katılıyorum.
-Yazasım yok lan benim .-
Ne bileyim anı olsun diye yazıyorum heralde  ..
Erasmus grubundan bir kaç türkle tanışmıştım 1 ay kadar önce ; aralarından biriyle epey sıkı fıkı dost olduk. Hal böyle olunca partiler daha neşeli ve katılınası hale geldi.. Onun dışında onun ve başka kişilerin doğum günü derken haftada 3 gün partiye atar oldum kendimi .
Tabi benim mantığımda partiler kafayı sağlam bi çekmeden çekilmez. Ee her gün kafayı çekip okula gidip üstüne birde çalışınca vücut kendini salıyor.. Geri kalan vakitlerim zaten yatakta geçiyor.
Onun dışında anladık ki : hiçbir yabancı kadın bize göre değil. Biz duygusalız arkadaş ; sevgilisi olan bayana yaklaşmayız mesela ... Siz yaklaşmassanız biz yaklaşırız mesajını gözümüzün içine içine soktular geçen partide .  Neyse çizgimizden şaşmadık henüz. Umarım şaşarız mı diyesim var yoksa umarım şaşmayız mı ; ben de bilmiyorum..
İyiye ekmek yok arkadaş ; ekmek aslanın ağzında ve siz aslana pisi pisi diye giderseniz aslanın ağzında ki kelleniz olur. O yüzden vakit iyilik vakti değil hile ve kötülük vaktidir. Öyle midir ; öyledir ..
Ben ki istanbul çocuğuyum ; her bokun alasını görmüş adam , nasıl olur da el bebek gül bebek büyümüş piçlere sahneyi bırakırım anlamıyorum.. Yaradılış diyip geçesim var ..
Eski zamanlarda yaşamak bize göreydi ama adaptasyon da bize göre olmalı.. O yüzden eski zamanlarda ki bizi vurup yeni zamanlarda ki bizi doğurma vakti geldi.. Ya da yavaş yavaş geliyor.
Skertirler...
10

Kendine gelmek...

O kadar içsemde kendi başına içmenin tadı bir başka oluyormuş. Evet ; beni yine kendime getiren kendi başıma içmek oldu . Şuan kendi kendime içiyorum. Ve heyecanlarımı yitirişlerimi tartıyorum. İnsan heyecanını yitirdiğinde neler olabilir ki ; henüz bilmiyorum ama cevaba çok uzak sayılmam.
Bundan 2 sene önce almanyadan türkiyeye döndüğümde ilk durağım "la vien rose " un evi olmuştu . O kadar heyecanlıydım ki , anlatması imkansız. Bizim turuncu da onun evindeydi , ona süpriz yapacaktık . La vien rose 'u görmek mi turuncuyu görmek mi , hangisi daha heyecanlıydı emin değilim .. Ama o gece içtiğimiz rakı ve ettiğimiz sohbetler her salisesiyle güzel anılarımın aralarında yerlerini aldılar.
Bunu anlatıyorum , çünkü 2 sene önce hep döneceğim günün hesaplarını yapıyordum. Oysa bugün döneceğim günü düşünmüyorum bile . Herşeyden o kadar çok uzaklaştım ki ; benim bana olan sevgim bile heyecanladırmıyor beni .. Yuvarlanıp giden bir topun üstünden düşen ilk yolcu gibiyim..
-Wc molası ; malum alkol -
Nice sevdalar biterken , biz bitmişiz çok mu diyesim var ... Hayattan nasibimizi yavaş yavaş alıyoruz hepimiz. Ama oturup kendimizi kandırmayı bıraktığımızda kaldıramayacağımız acı gerçekler karşılıyor bizi.. İşte bu yüzden mahkumuz hepimiz özgürlüksüz yaşamaya...
Hadi hep birlikte siktirelim ruhlarımızı zincirlere...
4

Bu bir itiraftır...

Hiç kimse tarafından sevilmesem ne olur lan ... Çokta sikimdeydi..  Eskiden umursardım ama artık umursamıyorum....
10

Arkaya kaçamak bir bakış


Blogda ufak turlar atarken arkada bıraktığımız kış geldi aklıma .. Hep birlikte çeşitli depresyonlara girip çeşitli maskerlere aşk adı taktık.
Şimdi güneşle bezenmiş bir yazı kucaklarken , kendimizi dünyevi zevklere kaptırdık . Ne hoş diyesim var ; hoş olmasına hoş ama her güzel rüyadan uyanışta daha bir yorgun olmaz mı insan , daha bir yıpranmış..
Bu ara ruhsallığımı yitiriyorum , bedenim ruhumdan daha baskın ..
Geceleri yalnız kalmadığımı  farkettim  bu aralar.. Hep dışarıya çıkıp kalabalığa karıştığımı ..Yalnızlıkla sevişmeyi hayat tarzı haline getirmiş biri için enteresan bir durum . Acaba yalnızlıktan korkmaya mı başlıyorum ; çiçek bulamamış bir arı gibi yok olmaya mahkum muyuz ? Yada güneşin altında yağmura muhtaç olan gökkuşağımıyız .. Yalnızlık yavaş yavaş yok ediyor mu bizi ...
Çarşamba gecesi takıldığım kızla karşılaştım dün ; hatırlamadım , konuşasım da yoktu ... Çarşamba dans ettik takıldık falan dedi ; kısa ve net hatırlamıyorum dedim. Henüz çok kirletmediysem de kendimi pek uzak sayılmaz.
Hayal kırıklıklarını başka bedenlere saklayan biri mi olacağım ; pek sanmasamda, korkutucu bir gerçek olarak üzerime gelen bir soru bu .
Kendimle pek az konuşuyorum bu aralar , haliyle tanrıyla da ...
Beni terketme diyebilmek isterdim ... Oysa terkedilmişliklerin en büyüğü benden banaydı..
Kaç kez terkettim bir beni bir başka bene ... Kaç kez alıştım hiç tanımadığım gecelere...
Bugünler de şunu anlamaya başladım : tanımadık bedenlerle sevişen insanların yalnızlığını..
Gece çökünce , bilmediğiniz bedenlere istediğiniz ruhları sığdırabilirsiniz , istediğiniz sıcaklıkları tenlerine hapsedebilirsiniz...
Düşünsene ;
Kaç kadında seni buldum farkında olmadan , 
Kaç öpüşte seni tattım ..
Kaç orgazmda sana geldim... 
Kaç kadınlıktı aşk .. 
Kaç kez karıştı göz yaşım terime.. 
Sen bilmezsin ,
Kaç sevişmenin kaç ölmek olduğunu...