SlideShow

1

Runaway Love


Be my Runaway Love...
Öyle kendimden pek bahsetmeyeli uzun oldu ; eyvallah..
Değişiyor muyum sorusu hormonlarımın etki ettikleri de dahil tüm hücrelerimde sert bir döngüye girdi.
Menopozun genç ,erkeksi ve seksi modeli mi yoksa.
Çok asabiydim ben ne oldu da bu kadar sakin ve umursamaz biri olmayı başarabildim derken dün bütün gün boyunca hiç sigara içmedim ve aslında hala çok asabi olduğumu anladım. Değişen ben değil de insanlarla aramızda ki çizgiydi ; artık pek bi kalınlaşmıştı.
Don't keep me waitin...
Yakın zaman diliminde hala cesur olup olmadığımı da öğreneceğiz. Bakalım kendimi duygusal belalara balıklama atabiliyor muyum ...
Atasım yok ; biraz değişmeliyim herhalde.. Kişilik olarak değilse de hayat tarzı olarak olabilir .
Melankolinin dozunu çok çok azaltmışlığım zaten blog yazılarımda da net bir şekilde gözlemleniyor.
Aşık olabiliriz demiyorum ; belki öpüşürüz belki sadece sebişiriz. Sevişmek diyesim gelmedi bugün ; sebep kökünden gelmeliydi sevmek kökünden değil . Sebişmek iyidir.
Gelişen almancamla özgüvenim doğru orantıya girdiler. İş böyle olunca , kendimden korkmaya başladım. Hırslı bir ben benim hayatıma ağır gelebilirim; en azından şimdilik .
Ulan şu yazarlık , şairlik hayalimize dair bir adım atsakta en azından gelecek kaygısını bir nebze hafifletsek diyorum.
Hani hem yaş uygun hem statü.
İlla böğründen sikilmişe dönmek lazımsa döşümüzü açarız..
Plütonik aşklarımız vardı ta ki gezegenlikten dışlanana kadar.. Evrensellik boş iş ; her kümeye giren elemanları gösteren bir boş küme sembolü de yok üstelik.
Nerde kalmıştık ..
Wanna run away love ?
Haftaya İstanbulda'yım. Al birde burdan yak. Sikilmiş kafalara sevişmiş duygular ekleriz.
14 ay geçti . Adaptasyon mu azaptasyon mu bilemedim. Hem belki türkçeyi unutmuşumdur , belkide türkçe beni unutmuştur.
Milyonlarca dilde seni seviyorum diyebilsek ne olur ki ana dilinde diyemedikten sonra .. Önemsiz bir detay  ; önce dil uyumu lazım ; ten uyumundan hallice.
Hem sıcak şarap lazım geldi şimdi ; çok yüklenmiş olabilirim bugün kendime. E bünye bol partili 5 günün ardından bütün günü evde yalnız geçirmeyi kaldırmıyor.
Gündüzü bilmeyen güneşe çıktıktan sonra karanlıktan korkmaya başlar mı hiç !?!
Sizi şarkıyla başbaşa bırakayım.
Klibi de izleyiverin. Kadında asaleti ve tarzı severim o ciyetten.
Eyvallah
6

Düşündüm de ...

Kışlık kıyafetlerini üzerine geçirmiş bir kadınla,
Üstü örtülü sevişmelerimizdi sonbahar ... 
Düşündüm de ; 
Dünyada ki bütün şeylerden arınmış vücudunla ,
Aşk yaşamayı seviyordum ben ,
İç çamaşırların dahil... 
Omuzlara tutunmuş bluzun askılı kadınında,
Karşılıklı intiharlarımızdı ilkbahar...
Düşündüm de ,
Tanrıda ki bütün şeylerden arınmış ruhuna rağmen,
Tek başıma ölmeyi seviyordum ben, 
Sen umutlarım dahil... 
0

Warrior

Biz ne dövüş filmleri gördük geçirdik diyesim var.. Oscarlı Rocky'ler , efsane Bruce Lee filmleri ve türlü türlü asyalı karakterler..
Tabi ki hiçbir dövüş filmi salt dövüş olamaz ve olmamalı ; hal böyle olunca piyasada çok olan bu tarz filmleri birbirinden ayıran şey senaryolarında ki detayları oluyor.

Bu noktada 2011 yapımı olan Warrior filmi devreye giriyor. Türkiye'de henüz vizyona girmemiş olan bu filmi internetten izlemeniz mümkün olacaktır.
Öncelikle filmin yönetmeni ve oyuncularını aktarayım.

Yönetmen koltuğunda Pride and Glory filminden tanıdığımız Gavin O'Connor oturuyor.
Başrollerde ise öncelikle Star Wars filminin Owen Lars'ı olan Joel Edgerton ,  Tom Hardy ve eski kurt Nick Nolte yer alıyor.

Hikaye iki kardeş ve baba arasında ana hatlara ayrılmış olsada ; bu üç karaktere dair detaylar hikayeyi mükemmelleştirmeyi başarıyor.
Birbirleriyle uzun süredir görüşmemiş olan bu üç karakterin kafes dövüşünde biraraya gelecek olması ise film hakkında daha fazla şey söylememize gerek bırakmıyor.

Çok beğendiğim ufak detayları filmi izlemeyenleri düşünerekten anlatmıyorum.

Imdb listesinde 8.3 puanıyla şimdiden ilk 250 ye girmiş bu harika filme benim puanım 8.6 .

5

Immortals

The Fall filminin yönetmeni Tarsem Singh'ten uzun süre sonra yeni bir film geldi. The Fall filmiyle uzaktan yakından alakası olmayan bu film izlenilir filmler arasına girmeyi başarır diye düşünüyorum.

Immortals filminin konusu ise şöyle :
Bütün insanlığa hükmetmek isteyen bir kralın durdurulması gerekiyor. Peki ya Tanrılar ? Zeus ve çocukları insanlığı yalnız mı bırakacak... İnsanlar ve Tanrılar arasında ki bağ savaş meydanlarında daha kuvvetleniyor.

Film , bazı güzel savaş sahneleriyle dikkat çekse de vasatı aşamıyor. Gerek senaryonun klişe oluşundan gerekse senaryonun işlenişinin yavanlığından filme puanım 10 üzerinden 6.2 .
Şimdi 6.2 verdim diye bu filmi izlerken eğlenmeyeceğiniz anlamına gelmez.
Sizde benim gibi fantastik savaş filmlerini seviyorsanız kaçırmayın izleyin derim. Çünkü bu tarz filmler maliyet yüzünden çok fazla çekilmiyor. Çekilse de ya çok iyi yada çok kötü oluyorlar. Bu film en azından çok kötü olmayıp orta kararda kalmayı başarabilmiş.

Ayrıca The Tudors severler için kaçmaz bir film çünkü başrolde The Tudors'un Charles Brandon'u Henry Cavill oynuyor.
-Theseus-
İyi seyirler.
3

One Day

"One Day ", Anne Hathaway ve Jim Sturgess'in başrollerini paylaştığı güzel bir romantik film. Bence yönetmenler için en zor iş senaryoda ki karaktere uygun yüzler bulmak. Ki eğer konu romantik bir film ise Anne Hathaway bunun için biçilmiş bir kaftan.

Kemikli yüz hatları ve değişik mimikleriyle bu filmde de ben romantiğim demeyi başarmış.
Film iki yakın arkadaşın birbirleriyle yakınlaşmalarını ve birbirlerini desteklemelerini anlatıyor .. Tabi iki yakın arkadaş arasında derinlerde saklanan aşk kaçınılmaz olabiliyor.
Aşk ve kariyer kaygısını birbiriyle güzel harmanlamış olan bu film de Anne Hathaway kadar Jim Sturgess'ın performansı da göz dolduruyor.
Genelde dozunda dramatize etmiş olsalarda filmin sonu biraz klişe.
Yine de ben bu filme 10 üzerinden 7.7 veriyorum.
Bilmediğiniz sokaklarda iki sıradan yabancıyla  romantikleşmek istiyorsanız ; haydi ekran başına diyorum.
2

Güzel ve Seksi Kasım

Şimdi işe gitmeyecek olsam oturup kafa şişirirdim. Çünkü yazasım gelmiş gibi hissediyorum. Şu güzel ve seksi Kasım ayını bu kadar az yazıyla geçiştirmiş olmanın pişmanlığına bir sonra ki Kasım'a kadar yaşayacağım ; sanırım bu süre 1 seneye tekabül ediyor.
Sırf tekabül kelimesini kullanmak için öyle bok püsür bilgi verdim ..
Sakallarımı kestiydim ; onlar uzayana kadar ben özledim bile .. Şimdi sıra saçlarımda. Bakalım ; münasip bi berber bulabilsem sokucam kafamı ..
Aslında saçımı azıcık uzatasım var ama üşengeçliğim üstümde. Şuan en kontrolsüz döneminden geçiyor ; e Ankaralı da olmadığım için dalgalı saçlarım rüzgara kapılmıyor.
Napıyorum diye sorarsak ; bu ara erasmus partilerine gidiyorum sürekli. Yani almanya out europe in gibimsi bi durum var ortada. Tipik bir erasmus ortamı gibi gözüksede benim için pek problemli. Ağzına sıçtığımın ispanyol piçlerini bir türlü sevemedim. Henüz 2 kez kavganın eşiğinden dönmüş olsakta bi daha ki sefere eşiğinden dönüş pek kolay olmayacak.
İşin kötüsü ispanyol kızlara giden yollar o erkeklerin arasından geçiyor ; şaka lan şaka.. Yani yol ordan geçiyor da biz ordan geçmeyeceğiz. E dünyada ki herşeyin 2 girişi vardır ; yani iki yolu.
Savaşmadan sevişmenin de manası yok  ...
Şimdilik bu kadar ..
Ayrıntıları sonra paylaşır mıyım bilmiyorum.. Keep in touch babe ..
0

Alıştım-sı

Sıla ve şarkılarıyla yeni yeni kaynaşıyorum ..Ben bile yadırgadım kendimi .
Bu aralar melankolik yanım saklanıyor sanki ; bir o kucaktan bir bu kucağa bir hayat tarzına geçiş yaptım .En azından son 3 haftalık hayat tarzım onu gösteriyor.İşin garibi hiçbir şekilde tatmin olamamak. Tatmin derken cinsel açılara falan girmedim ; benim girdiğim tek açı duygusal olanıdır , yersen...
Ben, derler hikayesini hep sevenlerden oldum ; kusura bakmayın oturupta anlatamayacağım hikayeyi..
Onun dışında Almanya'ya ve Göttingen'e gayet alıştım gibi.. Arasıra duygusal sapmalar yaşasamda , alıştım.
Daha kaç senemi daha buralarda harcayacağımı bilmiyorum ama pek fazla hesapta yapmak istediğim söylenemez.
Yaşıyoruz işte ; yaşıyoruz. Aralık ayının 19'una Türkiye'ye uçak biletim var ; eğer askerlik işlemlerinde bir terslik olmazsa 1 haftalık heyecanlı İstanbul tatili beni bekliyor olacak. Sabırsızlanmıyorum , heyecanlanmıyorum ; ne oluyor bana diyesim var. ..
Neyse kaçayım ; yatak beni çağırıyor..
Hem sevişmeden uyumayalım diyesim de var ama neyse...