Ramazan bitti diyeceğim siz sevineceksiniz ; biz hiç başlamadığımız için bitiremedik. Hatta ramazanın ilk günü çok ironikti . Arkadaşlar rakı getirmişti ; Hoşgeldinn ey arkadaşların sultanı diyip yumulduk rakıya.
Ne bozalım ne bozulalım iki kadeh günahın hesabını yapmayalım şurda.
Aslında benim bahsetmek istediğim bayram yalnızlığı . Ama bu sefer ondan da bahsedemeyeceğim . Daha önceleri yazdığım bayram yazılarına bakarsanız nasıl bi evrim geçirdiğimizi göreceksiniz. Bayram da yalnız hissedebilmek için bayram olduğunu hissedebilmek lazım ki ben o kısmı beceremedim.
Acaba çabuk mu soyutlanıyoruz , dejenere oluyoruz ...
Gerçi sabit bir forma tıkılıp kalmanın doğru olduğunu söyleyen bir bilim adamı din adamı da henüz piyasaya çıkmış değil.
Hani değişmeyen tek şey değişimdi dersem göt olur kalırsınız .. Oysa göt olup öylece kalabilmekte yetenek işi . Bunu kasılması var fitili var osurması var sıçması var ; var da var arkadaş ... Lan göt olmak bu kadar zorken o götün sahibi götümsü biri olmak ne kadar zor...
Biz ki ramazan bitiminde bayram günü bayram harçlıklarıyla kendini içkiye karıya kerhaneye vuran insanlarız.. Hop demezler mi ; demiyorlar...
Tuanaaa.. Anında Levent Yüksele geçiş yapar özüme dönerim. Rakıyı da sırf bu yüzden seviyorum zaten.. Özüne döndürüyor insanı. Clubber bir genç yada bir playboy olabilirdim sırf olabilirdim diye olabilirdim en azından. Oysa ki her fırsatta kadın kılığına girmiş bir adam gibi sırıtırdım o ortamların içinde. Hala her bakışımda ağlayan bir kadına gözlerim dolar içim yanar benim.
Kokusunda rakının anılarla boğulurum ben ; bir deniz gördüm mü tatil değil aşk düşlerim..
-Sana söz yine baharlar gelecek... -
İçimde ki melankoliyi bastıracak tek birşey var o da güne kendimi kaptırmak. Ya siz son zamanlarda ne sikim yediniz diye sorsam çok mu ayıp kaçar !?
-Tut asırlık umutlarla acılarlaa ; tut bırakma peşini hayatın ateşini gell... --
Aslında hayat nerde veya nasıl yaşadığınız değil kaç farklı yatakta nasıl uyuduğunuzdur...
Siz uyumaya devam edin elbet uyanacak bir vakit vardır...
Ne bozalım ne bozulalım iki kadeh günahın hesabını yapmayalım şurda.
Aslında benim bahsetmek istediğim bayram yalnızlığı . Ama bu sefer ondan da bahsedemeyeceğim . Daha önceleri yazdığım bayram yazılarına bakarsanız nasıl bi evrim geçirdiğimizi göreceksiniz. Bayram da yalnız hissedebilmek için bayram olduğunu hissedebilmek lazım ki ben o kısmı beceremedim.
Acaba çabuk mu soyutlanıyoruz , dejenere oluyoruz ...
Gerçi sabit bir forma tıkılıp kalmanın doğru olduğunu söyleyen bir bilim adamı din adamı da henüz piyasaya çıkmış değil.
Hani değişmeyen tek şey değişimdi dersem göt olur kalırsınız .. Oysa göt olup öylece kalabilmekte yetenek işi . Bunu kasılması var fitili var osurması var sıçması var ; var da var arkadaş ... Lan göt olmak bu kadar zorken o götün sahibi götümsü biri olmak ne kadar zor...
Biz ki ramazan bitiminde bayram günü bayram harçlıklarıyla kendini içkiye karıya kerhaneye vuran insanlarız.. Hop demezler mi ; demiyorlar...
Tuanaaa.. Anında Levent Yüksele geçiş yapar özüme dönerim. Rakıyı da sırf bu yüzden seviyorum zaten.. Özüne döndürüyor insanı. Clubber bir genç yada bir playboy olabilirdim sırf olabilirdim diye olabilirdim en azından. Oysa ki her fırsatta kadın kılığına girmiş bir adam gibi sırıtırdım o ortamların içinde. Hala her bakışımda ağlayan bir kadına gözlerim dolar içim yanar benim.
Kokusunda rakının anılarla boğulurum ben ; bir deniz gördüm mü tatil değil aşk düşlerim..
-Sana söz yine baharlar gelecek... -
İçimde ki melankoliyi bastıracak tek birşey var o da güne kendimi kaptırmak. Ya siz son zamanlarda ne sikim yediniz diye sorsam çok mu ayıp kaçar !?
-Tut asırlık umutlarla acılarlaa ; tut bırakma peşini hayatın ateşini gell... --
Aslında hayat nerde veya nasıl yaşadığınız değil kaç farklı yatakta nasıl uyuduğunuzdur...
Siz uyumaya devam edin elbet uyanacak bir vakit vardır...