SlideShow

0

Emniyet Amiri E.A.

Emniyet amiri E.A. kimdir ; kendisi youtube'un son yıldızlarından olan ossuran polistir. Söyledikleri yüzünden, ifade vermek zorunda kalan E.A.  , tipik bir savunmayla kendisini kaybettiğini ve söylediklerinin yanlış olduğunu söylemiştir. Kimi insanlar polisin çok yıpratıldığını söylese de beni düşündüren soru şu : Bizim polisimiz bu kadar zayıf ve vasıfsız mı ?! Polisler, polis olmadan önce belirli psikolojik eğitimlerden ve testlerden geçirilmiyor mu ? Belli ki polisimiz doğru düzgün eğitim alamıyor , eğitimin dışında öğretim almış kişilerden de seçilmiyor. Milyonlar alan genç futbolcuların şımarıklığını eleştiren kişiler , ellerinde orantısız güç olan genç polisleri eleştirmiyor ,eleştiremiyor.
E.A. 'ya idari soruşturma açılıp açılmayacağı henüz muallak. Tabi durumu tam olarak bilmiyorum ama sandığım kadarıyla sadece ossurma videosu ile ilgili ifadesi alınmış. Geçenlerde rastladığım bir diğer video ise E.A. 'nın hastane yetkilisiyle olan konuşmasında ki üslubuydu. Arkadaş sen kimsin , sana bu gücü veren kim..
Umarım bu gücü bu kişiye verenler ve bu kişi en kısa zamanda adaletten nasiplerini alırlar ve Türkiye Cumhuriyeti içerisinde vasıfsız kalarak cezalarını demir parmaklıklar arkasında geçirirler.
Bizim temennimiz ; bu tür kişiliklerin iki taraftan da tamamen silinmesidir. Ne eylemci ne de polis , böyle kontrolsüz, böyle agresif olmamalıdır.



0

Gezi Parkı -Devrim

Ulan kırk yılda bir devrim oluyor memlekette onda da ön safhalarda yerimizi alamıyoruz. Maddi durumlar yüzünden uçağa atlayıp gelemiyoruz Taksim meydanına. Oysa gönlümüz aklımız hep oralarda.
Mevzu anarşi yada Tayyip değil bizim için. Mevzu  'Hangi çılgın zincir vuracakmış şaşarım' mevzusu. Biz 1881 çocuklarıyız , biz özgürlük çocuklarıyız , biz Türk çocuklarıyız.
Tayyeap , umarım kendisinin sadece bir kişi olduğunu çoktan unutmamıştır . Bu ülkede masumlar kadar masum olmayanlarında cezasının kesildiği olmuştur ve olacaktır da .
Çok sevgili hükümetimize en içten saygılarımla : "Bizi de oraya getirtmeyin !"

Diren Gezi Parkı , Diren Memleketimin Ey Güzel Halkı 



1

Alkol Yasağı


Saat gece yarısını geçiyor biraz ; 
Siyah gözlerine benzeyen karanlıkla bakışıyorum ... 
Sen yoksun ya ; 
Bir şişe şaraba sarılasım var .. 
Artık onlar da yok .. 
Seninle sevişemediğim her bir dakika için ,
Sövüyorum bu düzene ... 
Salkım salkım geçerken hayat , 
Rakılar yok artık , 
Hatıralarıma aranjman yapan ...
Eskiden vardı sadece ;
Dillerde nağmeler  ,
Şimdilerde ise 
Yüreklerde küfürler... 
Gece yarısı içemediğim her damla alkol için , 
Bir akşam üstü sevişemediğim her güzel kadın için ,
S.k.yorum kafa(m)da kilere..

Sorar Tanrı hesabını elbet ... 
Biz yine sizi sizin Tanrınıza havale ediyoruzz.. 

O zaman Anemi kardeşten Ta Amk gelsin ... TIK
2

Yeni bir ev

Artık bambaşka bir evden sesleniyorum size. Evet taşındım. Bu ev Almanya'daki 4. evim oldu. Yeni evimden yazdığım ilk post . Aslında taşınalı bir buçuk hafta oldu sayılır. 28 Nisan Pazar günü taşınmış olsakta taşınmak fiili kolay kolay dili geçmiş zamana çekimlenemiyor. Sürekli bir süreklilik var. Ayrıca bu evin diğer bir özelliği ise bekar evi değilde çift evi olması. Çünkü artık couple denilen yaşam tarzına geçmiş durumdayım. Gerçi siz siz olun taşınmadan önce iki kere düşünün ; tabi eğer kız arkadaşınızla birlikte taşınıyorsanız. Taşınmak problem değil de sonrası stres. Hergün yeni bir eksik çıkıyor karşınıza ; dolaplar , tabaklar , çatal bıçak takımları .. Ve tabi bekar evi gibi ordan burdan aldıklarınızla geçiştireceğinizi sanıyorsanız çok fena yanılıyorsunuz demektir. Neyse ne lan herşeyin tadı bi başka işte .. Hayatta her bokta olduğu gibi bununda güzel ve sinir bozucu yanları var .. Olmayan bişey yok zaten.
Sigarayı bırakmıştım ama yeni ev tekrar başlamama neden oldu. Nasıl olur demeyin ; oluyor işte . Taşınma stresi falan derken geçici olarak başlamıştım ama evimizin güzel terası beni geceleri keyif sigaralarına itince ipin ucu kaçtı. Ne yapalım sağlık olsun. Hem teraslı evin olacak hem sigara içmeyeceksin ; kerhane sahibi olup bakir olmaya benziyor.
Belki yakın bir zamanda sigaralı ve teraslı bir fotoğraf paylaşırım. Belki belki hayatta ki belkilere aşık bir çocuktum ben .
Neyse kalın sağlıcakla . Adios Bitches
0

Takım ırkçılığı

Sene 2013 Milli takım hariç türk futbolu için güzel bir yıl oluyor. Daha 3 gün önce Galatasaray güzel futbol ve galibiyetle çeyrek finalde Real Madrid'e elendi. Dünse 2-0 'ın rövanşında Fenerbahçe taktiksel kötü bir futbolla 1-1 berabere kalan maç sonucu Avrupa Liginde tarihinde ilk defa yarı finale yükseldi. 
Seneler geçtikçe insanlar salaklaşıyor mu yoksa biz hep böyle salak mıydık ; 1999 yılında Galatasaray Uefa kupasını aldığında ufaktık biz. O yüzden bağıra çağıra Galatasarayın zaferini içtenlikle kutladık. 
Ama büyüdüğüm her an gördüm ki Türk olmak birlik olmak değilmiş ; bizim sağcımız solcumuz var birbirine karanlık köşede sıkan , dincisi mürciyesi, Fenerlisi Galatasaraylısı .
Sizin anlayacağınız bizde ayrılık bitmez. 
Fener yarı finale çıkıyor daha şimdiden bir çok Galatasaraylı saldırıyor bulabildikleri bütün platformlarda ; plzen bate lazio ; takım mı bunlar falan diye. Bizim ülkede bilen de bilmeyen de konuşuyor işte. 
Neyse demem o ki biz neden güzel günleri beraber yaşayamıyoruz. Nereden geliyor bu kanımızda ki bit. 
Bir gün de oturup hep beraber sevinelim.. Ya sıçarken birlik beraberlik ya ölürken. Oysa mutluluk paylaşınca artar. 
Umarım bundan sonra dünyaya gelecek bütün nesiller siyaset ırkçılığı ve takım ırkçılığı yapmazlar. Irkçılık her halükarda suçtur. 
0

Galatasaray-Real Madrid : Bambaşka bir rövanş , terimsel rezalet


Tarih 9 Nisan 2013 ve Türkiye Galatasaray-Real Madrid maçına kilitlenmiş durumda. Ancak bu maçın bir önceki hafta oynanan maçtan ve 2001 yılında ki maçtan farkı çok büyük. Holigan kesimi çıkartırsak bütün futbol severler Galatasaray-Mersin maçından sonra damaklarında ki duyuları kaybettiler. Kim yüzünden derseniz , benim cevabım şu olur : Öncelikle Fatih Terim'e zamanında Milli Takım teknik direktörlüğü için aylık 220 bin tl veren bu sistem yüzünden ve Fatih Terim'i yücelten kişiler yüzünden. Türkiye Cumhuriyet'i altında hiç kimse imparator yada köy ağası olamaz. Maalesef ülkemizde herkes kendi çapında mafya oyunu oynuyor. Terim'den ricamız bu kabadayılıkları yeşil sahalara taşımamasıdır. Bu akşam oynanayacak karşılaşmada en büyük fark şu : Geçen hafta bütün Türk futbol severler tek bir yürek olup Galatasaray'ı desteklerken bu akşam bir çok insan bu maçı Fatih Terim ve kurmayları antipatisiyle yani dolaylı olarak Galatasaray antipatisiyle izleyecek. Top yuvarlaktır falan klişelerini geçersek bu akşam Galatasaray'ın tur atlaması mucizelere kalmış bir durumdur. Galatasaray olur da Real Madrid'i 1-0 gibi tur atlatmayan herhangi bir sonuçla yenerse bunun adı züürt tesellisi olacaktır. Tabi kendini bilmeyen bir çok insan ve medya canavarı bu sonucu şişirip şişirip önümüze koyacaktır. Ve Terim'e haraca bağlayacak daha çok mersin sahaları çıkacaktır. Umarım bu gidişata bir dur derler. Kişileri bir kenara bırakarak bu akşam Galatasaray'a bir Türk insanı olarak başarılar diliyorum.
0

Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor

Sanat, tıp ve iş dünyası, kalp hastası çocuklar için el ele veriyor. Ünlü ressam Renée Niklan’ın 17 eseri, 10-14 Nisan tarihlerinde Ekavart Gallery’de sergileniyor. Ekavart Gallery nerede diyenlere, işte adres: The Ritz-Carlton Hotel, Süzer Plaza, No: 15, Gümüşsuyu-İstanbul. Sergi, çarşamba-cuma günleri 11.00-18.30, cumartesi günü ise 12.00-18.30 saatleri arasında gezilebilir.

Bu serginin diğerlerinden farkı ne derseniz, salt bir resim sergisi olmanın ötesinde bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Sergideki eserlerin satışından elde edilecek gelirin tamamı, gelişmekte olan ülkelerde doğuştan ya da sonradan kalp hastası olan çocukların tedavi edilmesi için kullanılacak. Tedavileri, bu işe gönül vermiş bir avuç tıp insanının kurduğu Herkes İçin Kalp Derneği (www.cptg.ch) gerçekleştirecek. Dernek, modern tıbbın sunduğu olanaklardan yararlanamayan bu çocukların İsviçre’de ya da kendi ülkelerinde ücretsiz tedavi olmalarını sağlıyor.

Ne yazık ki, gelişmekte olan ülkelerde her yıl yaklaşık 2 milyon çocuk kalp bozukluklarıyla doğuyor ve bu çocukların yarısı maddi kaynak veya sağlık sektöründeki insan kaynağı yetersizliği nedeniyle ilk iki yıl içinde yaşamını yitiriyor. Bu ülkelerde açık kalp ameliyatı olmayı bekleyen çocukların sayısı ise 8 milyonu buluyor.

Herkes İçin Kalp Derneği’nin kurucusu Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos. Kalangos, iki kez Nobel Tıp Ödülü’ne aday gösterilmiş bir kalp cerrahı. Bu alanda 14 ayrı teknik geliştirmiş. Son 100 yılın en iyi cerrahlarından biri olarak tanınıyor. Ayrıca, dünyanın en prestijli tıp ödüllerinden Fransız Tıp Akademisi Ödülü’ne sahip.

Sergi, Alvimedica’nın sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Alvimedica Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, hayır amaçlı bu tür etkinliklere özel önem veriyor ve Herkes İçin Kalp Derneği’ni yürekten destekliyor.

Niklan’ın mutluluk, umut ve sevgi mesajları içeren eserlerinden oluşan “Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor” temalı sergisini mutlaka görün. Gidemem diyorsanız, sergiyi Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv’de de izleyebilirsiniz. Resimler, yüreğinizi ısıtacak…

Hem dernek hem de sergi hakkında şuradan bilgi alabilirsiniz: http://alvimedica.com/hearts-for-all/tr/

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.