SlideShow

0

Hayatın p-içinden

Öyle arada abuk arzularla sınırları aşmak gerekir ... Hayatı tatmak amaçlı tabi , yoksa bokunu çıkarmak amacı gütmüyoruz bu arzularda...
En az 2 olmak üzere hafif alkollü bünye deneyimizin olmazsa olmazı.. Ve tabi 2010 İstanbul'unun gecesi olmasıda şart... Nasıl bir zihniyettir ki koskoca avcılarda yaklaşık  6-7 km boyunca bir tekel bayii canlılık belirtisi göstermesin.. Sırf bu sebepten yine iktidara sövesim geldi , neyse...
İşte o kadar yürüyüp tekel bayiini bulunca çöldeki kutup ayısından kaçabilmiş bedevinin surat ifadesini sahipleniyorsun.. Hele birde buz gibi birayı görünce orgazm olamamış kutup ayısının yakamadığı sigarayı yakıyorsun... Tabi bide o biraları aldıktan sonra geri dönüş yolunda sigara almadığımızı farketmek , ne kadar kaçarsan kaç sonun kaçınılmazdır klişesini hayatımıza soktu ... Neyse ki polis çevirdi ve ümitlendik acaba şansımız dönüyor mu diye... Üstümüzü arayan polisin bizde üstünü aradık laflarla; tabi sigarası var mı ki acaba.. Yokmuş üzüldük, kendimize mi üzülelim polis agabeylere mi bilemedim... Sigarasız alkol nasıl zor geçerse , gece devriyeside bi o kadar zor geçer kanımca..
Neyse ilk biralarımızı açtığımızda boğazımdan aşagıya akan o buz gibi bira mutluluğumu geri getirdi...3. yudumda elimden kayan bira şişesi dünyanın sonunun habercisi gibiydi.. Ağır çekimde yere düştü ve anında patladı... Üreticilere sesleniyorum: daha dayanıklı ve elden kaymayan şişe istiyoruz artık...
Öyle üzücü bir andı ki kelimelerle betimleyemeyeceğim ... Elma şekeri alınmış bir çocuk belkide bilemiycem şimdi...
2. biram olsada ilk göz ağrım bi başkaydı , yerini tutamadı...
Ve bu geceden sonra hayatın p-içinden öğrendiğim tek şey ... Hayat hep bir çöl ve kutup ayısı hep arkanda... Ya kaç yada zevk almaya bak..

0 Sek Raki: