SlideShow
1
Blogumla mesafeliyim bu aralar.. Gerçi sevdiğim çoğu şeyle aramda mesafeler var...
Ailem , dostlarım, eski aşklarım ve yenileri...
Bir blog yakınımda , yorulmuş parmaklarımın altında duruyordu..
Ama öyle bir yorgunluk çöktü ki üzerime ; sanırım bu hızlı adaptasyon durumlarından kaynaklanan bir yorgunluk bu.
5 ay oldu Almanyaya yerleşeli.. Her geçen gün hayatım biraz daha düzene giriyor. Tabi bu güzel birşey mi kötü birşey mi henüz bende bilemiyorum.
Biz insanların yaptığı herşey garip ; mesela : Gelecek için bir sürü plan yaparız ancak içinde bulunduğumuz bir şey bizi rahatsız ediyorsa onun hemen düzelmesini dileriz , ve bu durumun düzelirken gelecek planımıza kötü bir etki yapıp yapmayacağını düşünmeyiz..
Yani aslına bakarsak zamansal bir düşünce kavramımız yok . -Evet şu paragrafı bir çırpıda nasıl yazdım bende bilmiyorum. -
İçimde patlayan öyle büyük bir sevgi bombası var ki , anlatması mümkün değil. İşin kötüsü böyle içinde kalınca insanın zarar veriyor.
Annem beni her aradığında ona onu çok sevdiğimi söylüyorum telefonu kapatmadan önce. İşte haftada bir seni seviyorum diyebiliyorum neredeyse. . .
Birde bazen çiçeğime diyorum .. Sesli söylemiyorum ama seviyorum onu .. 3 aydır beni yalnız bırakmadığı için ; düşünüyorumda bana iyi sabretti. Başka bir çiçek olsa çoktan solup giderdi. Aramızda değişik bir bağ var .
Her sevginin yaptığı gibi o da bana zarar veriyor .. Geceleri zehirliyor beni. . .
Ama ne yapalım biz birbirimizi böyle kabul ettik ...
Yalnız nasıl bir ruh haline girmişsem ; çiçekle aşk yaşıyoruz gibi. . .
Bu aralar onu da biraz ihmal ettim ama o beni güneşle aldattığından öyle yaptım. .
Evet hafif hafif bahar güneşi yüzünü göstermeye başladı .
Saat 3'e geliyor . Uykuluyum baya ancak yatasım yok . Aslında hiçbirşey yapasım yok , öyle enteresan.
Hani genelde insanın hiçbirşey yapası olmayınca uyuyası olur ama bende o da yok ..
Öyle boktan bir durum içerisinde kıvranıyorum .
Anlaşıldığı üzere kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bu bokum ülkede yalnızlığı iç organlarıma kadar çekiyorum.
Ne için , ne için ... Ne için yaşadığımızı çözmek zor ,hangi gelecek için uğraşıyorsak artık ..
Bazen hayatta sadece ekstrem şeyleri görmeyi istediğimi düşünüyorum. .
Örneğin Japonya'da bulunup Tsunami anını yaşamayı falan. . . Tabi ölmeden... Neden bilmiyorum ama hayat öyle bunaltıyor ki, bazen böyle zorluklara bile ihtiyacımız oluyor..
Bilmem siz nasıl düşünüyorsunuz ?!
Mesafeli olmak /Routine
Blogumla mesafeliyim bu aralar.. Gerçi sevdiğim çoğu şeyle aramda mesafeler var...
Ailem , dostlarım, eski aşklarım ve yenileri...
Bir blog yakınımda , yorulmuş parmaklarımın altında duruyordu..
Ama öyle bir yorgunluk çöktü ki üzerime ; sanırım bu hızlı adaptasyon durumlarından kaynaklanan bir yorgunluk bu.
5 ay oldu Almanyaya yerleşeli.. Her geçen gün hayatım biraz daha düzene giriyor. Tabi bu güzel birşey mi kötü birşey mi henüz bende bilemiyorum.
Biz insanların yaptığı herşey garip ; mesela : Gelecek için bir sürü plan yaparız ancak içinde bulunduğumuz bir şey bizi rahatsız ediyorsa onun hemen düzelmesini dileriz , ve bu durumun düzelirken gelecek planımıza kötü bir etki yapıp yapmayacağını düşünmeyiz..
Yani aslına bakarsak zamansal bir düşünce kavramımız yok . -Evet şu paragrafı bir çırpıda nasıl yazdım bende bilmiyorum. -
İçimde patlayan öyle büyük bir sevgi bombası var ki , anlatması mümkün değil. İşin kötüsü böyle içinde kalınca insanın zarar veriyor.
Annem beni her aradığında ona onu çok sevdiğimi söylüyorum telefonu kapatmadan önce. İşte haftada bir seni seviyorum diyebiliyorum neredeyse. . .
Birde bazen çiçeğime diyorum .. Sesli söylemiyorum ama seviyorum onu .. 3 aydır beni yalnız bırakmadığı için ; düşünüyorumda bana iyi sabretti. Başka bir çiçek olsa çoktan solup giderdi. Aramızda değişik bir bağ var .
Her sevginin yaptığı gibi o da bana zarar veriyor .. Geceleri zehirliyor beni. . .
Ama ne yapalım biz birbirimizi böyle kabul ettik ...
Yalnız nasıl bir ruh haline girmişsem ; çiçekle aşk yaşıyoruz gibi. . .
Bu aralar onu da biraz ihmal ettim ama o beni güneşle aldattığından öyle yaptım. .
Evet hafif hafif bahar güneşi yüzünü göstermeye başladı .
Saat 3'e geliyor . Uykuluyum baya ancak yatasım yok . Aslında hiçbirşey yapasım yok , öyle enteresan.
Hani genelde insanın hiçbirşey yapası olmayınca uyuyası olur ama bende o da yok ..
Öyle boktan bir durum içerisinde kıvranıyorum .
Anlaşıldığı üzere kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bu bokum ülkede yalnızlığı iç organlarıma kadar çekiyorum.
Ne için , ne için ... Ne için yaşadığımızı çözmek zor ,hangi gelecek için uğraşıyorsak artık ..
Bazen hayatta sadece ekstrem şeyleri görmeyi istediğimi düşünüyorum. .
Örneğin Japonya'da bulunup Tsunami anını yaşamayı falan. . . Tabi ölmeden... Neden bilmiyorum ama hayat öyle bunaltıyor ki, bazen böyle zorluklara bile ihtiyacımız oluyor..
Bilmem siz nasıl düşünüyorsunuz ?!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 Sek Raki:
Belkide bu isteğin , hayatının değerini "bildiğin" ama "hissedemediğin" için kaynaklanıyor olabilir.. Hani bilmek başka yaşamak başka şey derler ya , öyle.. Belki her hangi bir ölümcül durumla karşı karşıya kalsan bu denli sıkılmayıp hayatının her anını , her nefes alışını bir nimet olarak görüp her anından keyif alırdın...
Zaten biz insanlar genelde kaybedince anlarız birşeylerin ya da bireylerin değerlerini.. Senin sonda bahsettiğin de bu hesap sanırım...
tabi bu sıkkınlık basit ve genel bir sıkkınlık olan "mevsim değişikliği" de olabilir :)
Yorum Gönder