Aslında ilk yazıda pek çok şeyi anlattım. O yüzden bişeyler yazmakta zorlanıyorum. Belki havanın güneşli olmasının da bu zorlanmada etkisi vardır.
Dünyaya yüz kere daha gelsem sanırım yine Kasım ayında gelirdim. Sarı rengi bir başka hayat dolu oluyor bu ayda. Yeni isim bile taktım kasım ayına : L'ovember
Her aşk kendinden başlar ya , belki de o yüzden bendeki kasım aşkı .
İnsan her adımda doğduğu yere dahada yaklaşırmıymış ; yaklaşıyormuş. Şu an doğduğum hastanenin önünde ki evde kalıyorum. Bundan 24 sene önce 50 metre ötemde duran beyaz binanın yüzlerce odasından birinde minik gözlerimi sararmış yaprakların ve kasım ayının süslediği dünyaya açmışım .
Hayatımda merak ettiğim şeylerden biri şu : İlk nefesimde ki düşüncem neydi acaba ?
Bebekler konuşamaz yemek yiyemez yürüyemez ama kesinlikle düşünebilirler. Düşünme yeteneği sonradan kazanılan birşey değil sonuçta. Annemin kırmızı yanaklarını hatırlıyorum ; nerden hatırladığımı da bilmiyorum üstelik. Sanırım babamı 1 ay sonra gördüm ; tam emin değilim . Ne güzel şey doğmak yada ne güzel şey ölmek mi demeli .. Her doğum öleceğine dair bir kontrat imzalamak değil mi ..
Düşündükçe büyüyor insan ..
Her bebek cennetten doğar dünyaya....
2 Sek Raki:
Bence o ilk doğduğundaki düşüncen ya annenin seni bir an önce sarıp sarmalamasıdır, ya da ben nereye geldimdir :).
ben nereye geldim olabilir : )
Yorum Gönder