SlideShow

1 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
6

Ruhsal Mim

Çok sevgili Rory beni mimlemiş , sağolsun varolsun. Uzun bir aradan sonra bir mim yazmak keyif verici .. Gelelim mimimize :


Şu an kendi ruh halinizi, bir ezginin melodisiyle ya da bir şiirin satırlarıyla ya da bir veciz sözle ya da bir resimle aktarınız. 





Resimler kısmen böyle.. Daha fazla resim paylaşıp iyice açabilirdim kendimi ama gerek yok . 
Gelelim şuan en iyi yansıtan müziğe/şarkıya : 





Yalnızlığı gebe bırakırken geleceğime,
Kaçıncı sorusu geldi aklıma,
Kaçıncı ömrü biçiyordum,
Kaçıncı ölüyü yaşıyordum,
Kaçıncı tanrının piçiydim,
Ve yine 
kaçıncı kez 
Soyunuyordum insanlık yalanına ... 
Şimdi 
Bütün inançları duvara karşı düzüyorum
Orgazm
Tek şey öğretiyor bana
En kötü bağımlılık
Bedene bağımlılıktır
Son Sevişme
Son Sigara 
Son Nefes


İsteyen mimi yapabilir... 

4

Tanrıyla Sevişmek


İnsan bütünüyle elde edemediği şeyi sikermiş..

-Tutun beni son nefesteyim-

Birine karşı ne düşünüyorsanız o da size karşı sizin ona karşı olan düşüncelerinizin ekseni içerisinde birşeyler düşünüyordur.

-Düşmemek için hiç atladın mı söyle-


Kafamın iç çeperlerini kum torbası olarak kullanan bütün boksör düşüncelerimi , sinir uçlarıma tecavüz edenleri  ve sinapslara binip at koşturanları hepsinden daha çok seviyorum ...

-Derindeyim, derindeyim -

Bir kadınla seviştiğinde Tanrıyla seviştiğini hissetmiyorsan, sevişmeyeceksin...

-Hiç yenildin mi böyle -

Çok arzuladığın şeyleri bir daha düşün...Şifa arıyorsan boşver , sebepsiz arzuluyorsan dibinide yala..

-Bir ömür geçer -
1

Cansız Sevişmek


Cansız bir bedene, 
Sevişmeyi ,
Kan kokusunun ortasında,
Öldürürken ölmeyi  öğretmeyi istiyor can-i..
Tanrı izliyor, 
9'la 3'ün çarpışmasını izleyen 0 kadar etkisiz ..
Göz güneşleri batıyor, 
Dudaklarının son rengi,
Bulaşıyor dudaklarına... 
İç organları kadar iç duygularıda cansız artık, 
Bir köle gibi sevişiyor...
Teninde izler bırakmış dişleri,
Aralanıyor hafifçe,
Tükürdüğü iç sıvısında,
İnti-kan, 
Öldürenlere inat,
Ölü piçler bırakıyor ,
Kutsanmış karnına... 
Piyonlarını şovalye ilan edip 
Kesiyor şah damarını,
Ve duvara fışkıran son sözleri: 
Ölümlü bir zaferi, 
Canlı bir mağlubiyete yeğlerim... 
Birini öldürürken,
Yeni katiller doğuyor içinde... 
Şah'ından kurtulmuş,
Atıyor kendini, 
Özgürlüğün sonsuz denizine.... 
0

Bir sabah ihtimali

Bu sabah kapı çalsa aniden,
Herzaman ki huysuz ve yatak halimle açsam kapıyı...
Bulanık gözlerimle kim olduğuna bakmadan 2 kelime edip yatağıma dönsem...
Beynim 20 saniye gerçek mi rüya mı olduğunu ayırt etmeye çalışsa...
Ve yataktan zıplarcasına kalkıp kapıya koşsam,
Omuzuna düşmüş saçlarını görsem ,
Belinden sarmak için hiçbir engel olmasa aramızda..
Bu sabahın ihtimali yok belki ,
Ama bir sabahın ihtimali ,
O da yok artık...
0

Kaçıncıydı kimbilir...


Tespih ağır ağır dönüyordu eğri parmaklarının arasında,
Kadehinden yükselen duman duvarlara çarparken ,
Göz bebekleride nasibini alıyordu ...
Bilmem kaçıncı Elizabeth geldi aklına ,
Ve sayamadığı ıslaklıklar...
Her gün geçtiği ,
O dar sokağın adını ezberledi önce ...
Hiçbirşey ısıtmadı kır kahvesinden daha fazla kalbini ;
Ve yan komşunun yaşlanmış evinin o sıcak kokusu ,
Doldurdu ciğerlerini...
Kaçıncı dakikasıydı hayatının ,
Ve kaçıncı kalp ağrısı kimbilir ...
Her kadının adı bir sokak tabelasında yazıyordu artık..
Ve her aşk aynı kokuyordu...
Kaçıncı kez susuyordu kimbilir ,
Sondu, artık biliyordu..
0

Beyaz ve Siyah

Baktığım duvarlar beyaz , 
Ve beyazı pek sevmiyorum hayatımda... 
Beyaz duvarları posterlerle , 
Beyaz kağıtlarıysa yazılarımla süslüyorum... 
Kim demişse saflığı temsil ediyor diye,
Yalan söylemiş .. 
Kolay kirlenecek birşey saf değildir... 
En safı Siyahtır;
Anlamanızı beklemiyorum ,
Derin bakmak gerekir bazen.. 
Siz okyanusa baktığınızda güneşi görürken,
Kimbilir bir balıkçı neler görüyor... 
Beyazı en çok tende seviyor insan, 
Soluk ve yorgun,
Sevişmeye hazır... 
Anlatması zor ; 
Öpmeyi deneyin..
Beyazın üstüne kırmızı güzel gidiyor..
Port şarabı gibi yüksek kırmızı... 
Kan akıyor insanın cinsel uzuvlarından, 
Beyaz göğüslerinde ki meme uçlarında ,
Kimisi şehvet görüyor,
Kimisi bir anne adayı... 
Beyazla siyahın ayrımıda burda başlıyor zaten , 
Siz bembeyaz sevişirken, 
Biz kapkara ölüyoruz ..
Beyazın üstüne kırmızı güzel gidiyor,
Ve ben her beyaz tene,
Kanlı dudaklarımı konduruyorum.. 
Sana göre cinayet,
Oysa,
Bana göre,
Yeni bir doğumun hikayesi bu...  
0

Vaskanson V

Leyla ile Mecnun'u onlar yapan aşklarıydı.. Nitekim Leyla fahişe Mecnun şerefsiz olabilir.. Ya da ikisinden birinin ruhu çürümüş olabilir...
Unutmamalı ki iki kişiye bir kişilik aşk yetermiş...
Öyle ki bir fahişeye yada bir şerefsize aşık olabilirsiniz ; siz dağları deldikten sonra onlar hala bu sıfatları koruyorlarsa parkanızı çekin ve sallandırın onları gönül ağacınızda...
                                                            Vaskanson
0

Sözün Kısası


Kalbime ağır geldiğin zamanlar oldu , 
Bir çiçeğe güneşin çok gelmesi gibi... 
Sözün kısası,
Ben seni sevdikçe öldüm... 
4

Ölenle Oynama ...


Ölenle oynanmaz dostum ; ölmüş bir ruhu acıtamazsın...  Ne zaman ve nasıl ölmüştüm şu postta : Ölüm'üm 
İşin ilginç yanı çok zevk almıştım o postu yazarken.. Böyle anlamsız bir huzur..

Az sonra traş olacağım ve siz yine sıradan bir traş zannedeceksiniz bunu .. Kimbilir kaçıncı kez traş olacağım , kaçıncı kez kanayacak suratım...
Ve her traştan sonra daha bir sertleşir cildiniz...  Kim bilir kaçıncı aşkı traş edeceğiz birazdan ve kaçıncı kez sertleşecek kalp...

Kadınları sevdim ben sadece birini değil ve şehirleri , birde ışıkları.. Her ışığın altında bir hikaye yatıyor olma ihtimali cezbetti beni ..

Acılar en çok karanlıkta mı büyür ; sayamadım ışığın altında kaç acı pusuya yatmış ...

Sessiz ve sakinim şimdi  ; bir su gibi yolunu buluyor kaderim..

Özgürlüğümü aldığında Tanrı küfürleşiyoruz karşılıklı...  Birşeye küfür ediyorsanız ona inanıyorsunuz demektir..

Ve aslında birşeyi sevdiğinizde inandığınız tek şey kendinizdir !
2

Bir Kadinin Yorgani

sustu kadin,
arta kalmisliklarini,
Yedigi tirnaklarinda biriktirmisti bunca zaman...
Taze meyvalar gibi curuyordu ask ,
Peki ya aci curumez miydi hic,
Bayatlamaz miydi ...
O eski sokaklar bile kurumstu,
Kurumayan yanaklarina kizdi...
Yorganina sarildi ,
Sahi ne cok iz tasiyordu ona dair...
Akan tuzlu rimeller ,
Kadinlikla kizligin arasinda ki kanli yol..
Kac yalnizligi saklamisti yorganin altina ,
ve kimbilir kac kere idam etmisti kendini ..
2

Uç Noktalar


Noktaların ucu olur mu diye sorma şimdi...
Oluyor işte ;
İnsan 3 noktanın sonuncusundan atlamak istiyor sonsuzluğa ...

Keyif vermiyor hiçbir duyguyu yarım yaşamak.. Acıyı bile iliklerine kadar hissetmeli insan ; tam olmak meselesi ... Ölüm bile tam gelmeli insana, ölçüsü alınmış bir kefen gibi ...

Bir kedinin kasap önünde bekleyişini yaşamalı insan , ama aklının bir yarısı çöpte ki balıklarda olmadan...

Yağmurda dolaşmamalı insan , yüzmeli...
Bir  başarıyı birinci gibi ve başarısızlığı sonuncu gibi kucaklamalı ...

Arası olmamalı hayatın ; martılar uçmalı hep ve vapurlar gitmeli ...
Balıklar gıdıklamalı insanın ayaklarını ..
Kaldırım taşları koşarken ,
Kalp zamandan hızlı atmalı...
-Tik tak-

Yarım bir hayatla sevişirken,
Senin tam olmanı istedim...  
2

Bir fahişenin kolları..

Siyah döküldü kağıda,
Nefret dolu şişenin ,
Aşkın üstüne devrilişi gibi... 
Kanlı bir bıçak , 
Aldatmanın önüne geçemedi...
Soluksuz sevişmeler, 
Dolduramadı kalbi...
Yetmez oldu günahlar, 
Affetmeler kirlendi,
İhanetler kutsandı... 
Susmayan yürekler,
Yasaklandı tanrı katında..
Bir adam ve bir kadın,
Yetmedi dakikalara..
Ve Sapladı hançeri göğsüne, 
Bir fahişenin kollarında
Can verdi aşk... 
2

Vaskanson IV


Biri seni gözü kırpmadan öldürüyorsa , hiç durma son nefesini acıtmak için kullan... 
-Vaskanson-

Biri size geri dönüyor ve siz buna karşı koyuyorsanız onun bir daha dönememesini sağlayacak ağır şeyler söyleyin...
-Vaskanson-

Ve kahpelik nesilden nesile çoğaldı...İnsan içinde doğan orospu çocuklarını ancak kendi elleriyle öldürebilir...
-Vaskanson-
8

Yazasım var...

Bugün oturup yazasım var sadece...

Oturup tomar tomar küfredesim var beyaz sayfalara... 

En beyaz sayfaların bile kararmayı beklemesine isyan edesim var... 

Sevginin öfkeye sonra küfre dönüşmesini izleyesim var... 

İnsanlar ne salak... Bazen en güzel aşk cümleleri en sert küfürlerde saklıdır ; bunu bile anlayamazlar... 

İnsanlar ne aptal ... Ellerinde olanın değerini bilmeden düşürürler... 

İnsanlar ne sürtük... Bilinmedik bir x için terkedebilirler seni ... 

İnsanlar ne küstah... Kendilerinin bir bok olmadığını bile bile yalanlarla döndürürler seni ... 

İnsanlar ne hastalıklı.. Kendi aptallıklarının cezasını başkalarına çektirirler... 

İnsanlar ne gebe...  İçlerinde ne kötülükler ne kahpelikler taşıyorlar... 

İnsanlar insanlar.... 

Ağzına bile sıçmaya değmez insanlar ... 
2

Ruhsal Arınım


Hormonlarımın birbirine karıştığı bir dakikada beynimi bedenimden uzaklaştırma cehaletinde bulunuyorum...
Ruh ve beden ikilisi başbaşalar.. Ve şuan hükmedebilecek tek şey ruhum.
Öğürmek geliyor insanın içinden, yediklerini tecrübe ettiklerini herşeyini öğürmek...
Hani herşeyi kusarsınızda son bir acı boğazınıza takılır kalır. Buda böyle işte...
Siz ne kadar sevildiğinizi düşünürseniz düşünün bu anlarda sizi umursayan bir kişi bile bulamazsınız...
Bir insan bir insana herhalde yeterdi ; tabi bir insan bulabilseydik eğer...

Tanrı içimde dans ediyor şuan ; diğer köşede sevgiyle nefret sevişiyor... Dünyanın alabildiğine bütün güzellikleri içimde mavi köşede , kırmızı köşedeyse bütün kötülükler..
Arınıyorum...
Yalanlardan , dünyevi şerefsizliklerden arınıyorum...
Umursanmayan bir insan umursamalı mı ; hiç sanmıyorum...

Tanrı ve ben iyi bir ikiliydik ne o bana katıksız inanıyordu ne ben ona... Ve bazen o benden bazende ben ondan yardım istedim...
Şimdi sevişmek vaktidir ; içimdeki her hücrenin yalnızlıkla sevişmek vakti...

I Don't Care
6

Bıkkınlık

Herşeyden bıkmaya başladım bugünlerde.. Hergün güneş açmayacağını bile bile hergün güneşi beklemek sadece insanlara özgü bir boş-ullu şartlanma.

Bir süreliğine kendimden kopup hiçkimse olmak istiyorum ; adımlarımı hesaplamadan ölümün köşesinden dönmek o halde ona seninkide köşeliymiş esprisi yapmak..

Tanımadığım sokaklarda kaybolmak , hiç tatmadığım bir içkiden sarhoş olup tuzlu deniz kokusuyla kumsalda uyanmak ...

Yabancı kadınların evine gidip bir kahve içtikten sonra yatağa girmeden kapıyı çekip gitmek ...

Suratımda ki aptal ifadeyle boğazımdan sarkan atkının sallantısının hayata etkisini hissetmek..

Tutkularımın yoğunluğundan yargılanmayacağım bir dünyada yaşamak...

Bu ara yüz kere dinlememe rağmen bıkmadığım tek şey aşağıda ki şarkı sanırım...

2

Vaskanson III

Unutmamak gerekir ki , sadece en uçta sevenlerin sevgileri azalabilir...
-Vaskanson-

Bir kelebeğin kanat çırpışı gibi bir yalanın bize göz kırpışı hayatımızdaki herşeyi yıkan bir fırtınaya sebep olabilir..
-Vaskanson-

Sevmekle köpeklik arasında fark vardır... Seven insan acıtmasınıda bilmeli bazen..
-Vaskanson-
3

Vaskanson II


İyi bir inanç iyi bir yalandan daha sağlıksızdır, biri ölünceye kadar diğeri yatsıya kadar... 
-Vaskanson-

Arıların çiçeklerle sevişmesinden öğrendi insan sevişmeyi, ve bal yerine kötülükler doğurmayı öğrendiler sadece...
-Vaskanson-


İyiyi kendince iyi olan kötüler belirledi ve kötüye dışlananlar kaldı. İyiyle kötü futbol takımına seçilmek yada seçilmemekle aynı şeydi. İşte bu kadar saçmaydı sevap ve günahlarımız.. 
-Vaskanson- 
0

Vaskanson



İnsan kendi illüzyonu olan Tanrının bir illüzyonudur...
                             - Vaskanson-



Bir su kadar saf olabilen bir su kadar kolay kirlenebilir;
günah ve insan homojen bir karışımdır... 
                               -Vaskanson-
10

Hoşçakal/Düet


Hoşça-kal...
Bazen kelimelerin anlatamadıkları olur..
Ve bazende duygularımızın anlatamadıklarını kelimelerin anlattığı...
Hoşça-kal...
Hiçbir dile çevrilemeyeceği gibi,
Hiçbir duyguyada çevrilemiyor...
Hoşça-kal...
Yarı buruk yarı mutluluk...
Hem gitmek var içinde hem kalmak...
Hoşça-kal...
Birlikteyken hoştuk...
Hep öyle kal..
Hoşça-kal...
Sen öznesi kalsın ki,
Biz özneside kalabilsin...
Hoşça-kal...
Yarım bir gidiş bu,
Gitmekte kalışın kelimesi...

Meclup
22.02.2011 03.32/Göttingen

---------------------------





Düş Sokağı Sakinleri- Hoşçakal

Zaman durdu
Bir gurbet olmuşken Ankara yüreğimde
Ellerim tutuldu sanki dudaklarım kendime kilitlendi
Hoşçakal sevgilim
Yüreğim durdu
Ne de heyecanla çarpardı
Sana dokunurken ellerim
Tenin beni örterken sevgiyle
Hoşçakal sevgilim
Yaşam durdu kapanıyor gözlerime dünya
Nerede mavi mutluluklar
Nerede sevdamız ve yarın umutlarımız
Hoşçakal sevgilim
Zamanım doldu
Hep birşeyler vermeye çalıştım sana
Bir ömrümü yalnızca sevgi vererek geçirebilirdim
Ama sizin vermeye pek değil hiç vaktiniz olmadı
Hoşçakal sevgilim Hoşçakal sevgilim