Öncelikle belirteyim bu yazı pek bir kişisel olacak...
Bugün babalar günü ve babamla aramızda uzun mesafeler var ; sorun değil. Benim öyle çok çok fırsatım olmadı babamla vakit geçirmek için.. Üzülmedim değil ; üzüldüm .. Hani böyle kanınızın en deli aktığı dönemlerde babanızın sırtınızı sıvazlamasını istersiniz ya benim ki de öyle bir istekti .. İlk defa buraya itiraf edeceğim ; onun için çok kez ikinci planda kaldığımı hissetmişliğim var. Ben de mükemmel bir evlat değildim zaten.. Herşeye rağmen bizim aramızda ki bağ çok sıkıdır ve son bir kaç senedir bana duyduğu güven geçmişi biraz silikleştiriyor. Aslında içimi döksem ortaya çok şey çıkar ama gerek yok. Ben hiçbir zaman dertlerini anlatan bir tip olmadım ; benimle birlikte ölecek o kadar çok sırrım var ki , bazen hepsiyle beraber nasıl yaşadığıma ben bile şaşırıyorum...
Şimdi gelelim babamla aramızda ki 1 fıkra ve 1 sözün bağına...
Aile yadigarı sözdür : " Bu da geçer yahu"
Ve gelelim babadan kalma fıkraya.. Bu fıkra güldüren tarzdan bir fıkra değil .. Yinede küçük yaşta dinlememe rağmen bu fıkrayı her fırsatta benimsedim ve insanlara anlattım.. Kim bilir belki baş karakteri benimdir..
" Köyün birinde bir deli var .. Köylerde herkes birbirini tanıdığından , biri öldüğünde cenaze için bütün ahali toplanır.. Bütün ahali cenazeyi geçirirken bizim deli arkadan bağırmaya başlar : Yuh olsun yuh olsun yuh olsun.
Tabi ahali bu durumu hoş karşılamaz ; yine de karşılarında ki deli olduğundan birşey diyemezler..
Bir cenaze ,iki cenaze , üç cenaze derken bu böyle sürüp gidivermiş.. Gün gelip çatmış ve cenaze sırası bizim deliye gelmiş... Bütün ahali cenazenin arkasından toplanıp bağırmaya başlamış : Yuh Olsun Yuh Olsun Yuh Olsun ..
Bizim deli tabuttan kafasını çıkartmış ve demiş ki : Bende sizin gibi gidiyor isem , bana da Yuh Olsun..."
Evet hayatımın hikayesi yada fıkrası budur. Beni diğer insanlara göre bir adım daha fazla tanıyorsunuz artık...
Bütün babaların babalar günü kutlu olsun..
Ps: Boynumda babamın askerlik künyesi takılı..
Bugün babalar günü ve babamla aramızda uzun mesafeler var ; sorun değil. Benim öyle çok çok fırsatım olmadı babamla vakit geçirmek için.. Üzülmedim değil ; üzüldüm .. Hani böyle kanınızın en deli aktığı dönemlerde babanızın sırtınızı sıvazlamasını istersiniz ya benim ki de öyle bir istekti .. İlk defa buraya itiraf edeceğim ; onun için çok kez ikinci planda kaldığımı hissetmişliğim var. Ben de mükemmel bir evlat değildim zaten.. Herşeye rağmen bizim aramızda ki bağ çok sıkıdır ve son bir kaç senedir bana duyduğu güven geçmişi biraz silikleştiriyor. Aslında içimi döksem ortaya çok şey çıkar ama gerek yok. Ben hiçbir zaman dertlerini anlatan bir tip olmadım ; benimle birlikte ölecek o kadar çok sırrım var ki , bazen hepsiyle beraber nasıl yaşadığıma ben bile şaşırıyorum...
Şimdi gelelim babamla aramızda ki 1 fıkra ve 1 sözün bağına...
Aile yadigarı sözdür : " Bu da geçer yahu"
Ve gelelim babadan kalma fıkraya.. Bu fıkra güldüren tarzdan bir fıkra değil .. Yinede küçük yaşta dinlememe rağmen bu fıkrayı her fırsatta benimsedim ve insanlara anlattım.. Kim bilir belki baş karakteri benimdir..
" Köyün birinde bir deli var .. Köylerde herkes birbirini tanıdığından , biri öldüğünde cenaze için bütün ahali toplanır.. Bütün ahali cenazeyi geçirirken bizim deli arkadan bağırmaya başlar : Yuh olsun yuh olsun yuh olsun.
Tabi ahali bu durumu hoş karşılamaz ; yine de karşılarında ki deli olduğundan birşey diyemezler..
Bir cenaze ,iki cenaze , üç cenaze derken bu böyle sürüp gidivermiş.. Gün gelip çatmış ve cenaze sırası bizim deliye gelmiş... Bütün ahali cenazenin arkasından toplanıp bağırmaya başlamış : Yuh Olsun Yuh Olsun Yuh Olsun ..
Bizim deli tabuttan kafasını çıkartmış ve demiş ki : Bende sizin gibi gidiyor isem , bana da Yuh Olsun..."
Evet hayatımın hikayesi yada fıkrası budur. Beni diğer insanlara göre bir adım daha fazla tanıyorsunuz artık...
Bütün babaların babalar günü kutlu olsun..
Ps: Boynumda babamın askerlik künyesi takılı..