SlideShow

10

How I Met Your Mother


"How I Met Your Mother" dizisi benim için en iyi dizi olmayı başardı. 6. sezonu devam eden dizi insanların duygusal arayışlarını duygusal ve eğlenceli bir dille anlatıyor.
Ve her çeşitten insanı koymuşlar..
Doğru kadını arayan - Ted
Gençlik aşkıyla ömür boyu giden mükemmel çift - Marshall , Lily
Kariyer kadını  - Robin
Ve tabiki iflah olmaz çapkın - Barney

-Marshall karakterini oynayan Jason Segel'ın mimikleri inanılmaz. -

Herşeyden önce diziyi bu kadar mükemmel yapan oyuncular arasındaki uyum. Dizide yaşananları gerçekle ayırt etmek neredeyse imkansız.

Yinede bu diziyi en sevdiğim yapan şey Ted karakteri sanırım.
Evet ikimizde aynı şeyi arıyoruz .. Ve Ted'in yaşadığı o ekstrem romantik flörtlere insan özeniyor.

Dün 6. sezonun 15. bölümünü izledim ve Zoey yeniden ortaya çıktı.
Zoey karakterini ilk tanıdığımdan beri epey sevmiştim. Hatta şimdi dünyada böyle bir karakter varmıdır acaba diye düşünüyorum.
Bu karaktere hayranlığımı anca bu kadar belli edebiliyorum.
Tedle yaşadıkları aşk başlangıcıysa pek bi hoş ...

Ve Zoey...


Umarım bu dizi hiç bitmez... 
0

Merak

Şimdi merak ettim,
Dünyanın bütün gizemlerini hiç sayarak,
Sadece seni... 
Dokunsam,
Tenin ürkermiydi benden...
Öpsem ,
Buz kesermiydi dudakların,
Sarsaydım ruhunu sımsıkı,
Kayıp gidermiydi ellerimden ...
4

Aşk Bira gibidir...

Beer=Love

Aşk , bira gibidir...
Soğuk bir bardakta servis edilir..
Çok tutamazsınız elinizde , üşürsünüz..
İlk yudumda ki tadı bir başkadır.
İçinize kadar işler..
Hele o ilk yudumdan önceki flört dönemi yok mu ,
Amma sabırsızlanır insan..
Ve bazen çok köpüklü sunulur , 
O güzel tadına ulaşmak için ,
Önce acı köpükleri aşmanız gerekir,
Oysa o acı köpükler tadacağınız şeyi sizin için özel bekletmiştir..
O soğuk bira yavaş yavaş ısınır ,
Yinede tadından hiçbirşey kaybetmez,
Ve siz bir bira severseniz,
Sıcak yada soğuk 
Büyük bir zevkle içersiniz..
Eğer değilseniz,
Bir köşeye döküp kıçınızı döner gidersiniz..
Ama her ne olursa olsun,
Her biranın dibi acıdır,
Her aşkın sonu gibi acı... 
Korkak bir aşıksanız ,
O dibi dökersiniz,
Yada ,
Biraz cesaretli olup onunda tadını bilirsiniz... 
4

İnsanlık, aşağılık bir duygu... / Never Let Me Go

İnsan olmaktan tiksindiğim günlerden biri bugün.. Kendimin insan halinden tiksindim .. Nedir lan bu, her boka ihtiyaç duyan bir bedene hapsolmuşluğumuz yetmiyormuş gibi beynimiz hastalıklı paranoyalarla sarılmış.
Yok arkadaş yok olmayacak böyle.
Şeytan diyor ki bir seri katil ol ve seçmece olarak kurtar insanları ve tabi kendini ...
Kuş olsaydım mesela abuk subuk ötseydim etrafta ; oh mis...

Ne değer biliyoruz nede başka birşey..
Herşey gereksiz gelmeye başladı . Bilim adamları insanları kurtarmak için uğraşıyorlar. Düşünüyorumda hangi insanları ; ulan bu insanlar sıçtığını temizlemiyor.. Neyini kurtaracaksın..

Geçende bir film izledim ..

Never Let Me Go - Asla beni bırakma

Organ nakli için klonlanmış 3 kişinin kısa hayatını anlatıyor. 26-28 civarı yaşlarda öleceklerini bildiklerinden yarım kalacak bir hayatı ve aşkı yaşamaya çalışan 3 kişi...

-Düşününce ne kadar müsrif yaşıyoruz..Ya korkularımız var sevdiğimiz şeyleri yaşamamıza engel olan yada güvensizliklerimi... -

Film çok çok güzel yorumlanmamış olsada gayet iyi ve bence izlenilmesi gereken filmlerden biri. Senaryo güzel ancak üzerinde daha fazla durulabilirmiş. Eğer ki senaryo üstünde biraz fazla durulup iyi bir yönetmenin eline teslim edilseymiş  epey bir ödül alırmış. Gerçi bütün bunlar 4 tane ödül almasını engellememiş...
1

Yatağın Sol Yanı


Sol tarafından kalktığı yatağı, 
Terkediyordu onu...
Oysa kalkıp giden oydu
Bitmiş ilişkilerin soğukluğunu andıran suyu,
Suratına çarptığında,
Gözyaşları ortaya çıkmamak üzere saklandılar...
Geçmiş taşıyordu,
Dağılmış saçlarında...
Kafasını öne eğdi  , 
Hep ileri bakan ayak parmaklarını gördü... 
Gittiklerini ,
Bıraktıklarını düşündü..
Geçmişi unutmamız gerekseydi,
Ayak olurduk... 
Geri adım atmakta zorlanan iki ayak...
Ve sonra dizleri çarptı gözüne , 
Çocukluk hayallerini,
Yara bere içinde taşıyan dizleri...
Şimdilerde,
Saflığını korumak için kullanıyordu onları ..
Ve bazense
Sevdiğine teslim olmak için.. 
Ve bükülebilirdi ...
Bükülebilmeliydik bazen..
Yeterince ,
Henüz kırılmadan..
Bu bir fedakarlık mıydı, 
Yoksa olması gereken mi...
Bükülmeyen dizler gibi,
Bükülmezsek,
Hayal olur,
Bütün ileri adımlar... 
Kan kırmızısı bir ruj sürdü dudaklarına,
Ani ve keskin bakışları,
Bir film şeridi öncesine benziyordu...
Terkettiği yatağına geri döndü,
Sanki aradan yıllar geçmişti...
Kolunu yatağın boş tarafına uzattı,
Ve sabaha uyandığında,
Uzanacağı boş bir taraf yoktu,
Yürümeye ihtiyacıda..
Kalmak istediği tek yer,
Yatağının sol yanıydı... 

0

The Hole In Me



We have big black holes in ourselves,
Need a rope
From Dreams
Falling leafs
Suicide our souls...
4

Yarım Kalan


Bak bir yıldız kayıyor... 


Ellerinle gözlerimi kapadığında,
Serilirdi önüme gökyüzü, 
Yıldızlı bir balkon ile birlikte...
Ve o balkondan,
Usulca kayardı biri...
Elimi cebime atar,
Metalik arardım,
Dipsiz kuyu için..
En güzel dilekler gözlerimi kapamışken,
Herşey yerinde kalsın istedim ...
Kalpten çıkma bir resim gibi, 
Gök-yüzü...
Ve Tanrı,
Gösterdiğinde öteki yüzünü,
Gitmeler başladı...
Ve sen gittiğinde,
Bütün yıldızlar kaysın istedim...