Bu MÜZİĞİ dinlerken sanki bütün yaralarım konuşup anlaşıp hep birlikte açılmaya başladılar...
Ve gözleriminin önüne tek bir sahne gelmeye başladı...
Beyaz duvar ve fayanslarla döşenmiş az eşyalı geniş bir salonda duvara dayanmış yerde oturuyorum.. Sağ elim sol göğsümün altından akan kanları durdurmaya çalışıyor.
Saçlarım orta kısalıkta hafif yağlanmış, gözlerimde ki boş bakışı suratımdaki boş ifade tamamlıyor..
Müziğin ritmiyle kan akıyor bedenimden..
Oracıkta yalnız ölüyorum.. Evet -yorum, zamana yayılıyor.. 3 dakikalık bir müzik ömrüme yayılıyor..
Akan kırmızı kan yerin o soğuk beyazlığını canlandırıyor. Ölmeden önce ilk defa bir işe yaramış gibi hissediyorum kendimi.
Arada kafamı dahada dayamaya çalışıyorum duvara , sanki vurmak istercesine.. İster istemez gözlerim tavana değiyor. Hafif aralık ağzım biraz yamuluyor , tebessüm ediyorum sanırım.
Tuttuklarım, bıraktıklarım hepsi özgür.
Son nefeslerimi birtek ben duyuyorum. Ve sanki kelimeler tükenmiş kendime söyleyecek hiçbirşeyim yok. Öylece sessiz ve sakinim . Bir sigara bile yok yanımda. Belki bırakmışım belkide sigara içmeye değecek hiçbirşey yok..
Hayatta betimleyebileceğim son şeyler beyaz duvarlar beyaz fayanslar ve kendi silüetim oluyor. Karşımda ayna olmamasına rağmen görebiliyorum kendimi ..
Sanırım ruhum ve bedenim yavaş yavaş ayrılıyorlar..
Mutlu bir hayat varmışta mutlu bir ölüm yokmuş gibi yaşayıp durduktan sonra bu huzur dolu anda duygularım en büyük evrimlerini geçiriyorlar. Belkide son evrimleri.. Tek merak ettiğim şey onlarında benimle birlikte ölüp ölmeyeceği.. Sabırsızlanmama gerek yok , birazdan hepsini öğreneceğim ..
Çocukluğum geliyor aklıma , geleceğe doğru emeklemeye başlayıp sabırsızlanıp ayağa kalkarak koşmaya başladığım çocukluğum..
Neydi acelen diyorum kendime... Sevdiğim insanları düşünüyorum , bana can veren ailemi beni yücelten insanları.. Ve uğruna acılar çektiklerimi .. Şimdi hiçbiri yoklar .. Belki en iyisi böylesi.. Hayalimde ki gibi ölüyorum.. Soğuk bir evde yapayalnız.
Son hatıralarımdan kalan şeylerde özleyeceğim birşey olmuyor.. İyi tarafından bakıyorum. Hayatta hep yapmamız gerektiği gibi.. Hayata dair bir çok aptal alışkanlıklarım var .. Gideceğim yerde ihtiyacım olmayacak. Acaba onlardan kolayca kurtulabilecekmiyim...
Dilim dudaklarıma değiyor .. Susadığım geliyor aklıma , oysa susadığım o kadar çok şey var ki...
Nefret ettiğim birini dövüp akıtacağım kana susuyorum , ailemin bana sonsuz sevgisi ve desteğine susuyorum.. Sevdiğim kadınların kalplerine susuyorum , kendi gibi davranmayan insanlara küfretmeye susuyorum..
Ve bu susamak duygusuda az sonra sona erecek...
Öptüğüm dudakların bana soğuması gibi bu bedende bana soğuyacak..
Beyaz gömleğim artık beyaz olarak betimlenemez halde...
Artık tebessümüm biraz daha sesli hale geliyor..
Kulaklarımda bu şarkının puslu sesi hazırlanıyorum bir adım öteye..
Kana bulanmış sağ elimi kaldırıp bakıyorum ona , üzerinde ki çizgilere bir anlam yüklemek istiyorum ama olmuyor yapamıyorum..
Kendi anlamımı yitirirken son birkez birşeylere anlam kazandırmak istiyorum , olmuyor...
Sol kolum yavaşca yana düşüyor.. Sağ elim sol yanımda ki yaranın üstüne..
Beynime itaat eden bedenim sonunda özgürlüğüne kavuşuyor.. Ve onun terkettiği tek şey ruhum olurken, benim bıraktığım son miras beyazın üstüne kırmızı lekeler..
Hayalimdeki gibi yalnız öldüm ,
Bedenim yok ama kulağımda hala o son müzik çınlıyor ve yara hala açık...
Anladım ki ruhta kan bitmiyor..
Ölüşümün hikayesiydi bu..
Ve bu hikayenin diğer hikayelerden tek bir farkı var ,
O da kimseye anlatamayacak olmam....