Icimde birseylerin kipirdamasini o kadar cok isterdim ki ; sonbahar da düsecek yapragi kalmamis bir agac gibiyim.. Ne bir dert var ne bir melankoli.. Sapsari düsler icerisinde kamufle olmus hiclik gibiyim.. Üstüme yakisan sarkilar bile sessiz artik; ve o hep giydigim uzun manto yer cekiminden bikmis adeta...
Ay yüzlü kadin; bu sarki bana icimde kipirti olan zamanlari hatirlatiyor. Sanirim kipirtili oldugum zamanlar tanistigim bi sarkiyla arasinda olan benzerlikten kaynaklaniyor bu.. O bir sarkinin adi gülü susuz seni asksiz birakmam.. Takvim lise zamanlarini gösteriyordu ilk duydugumda ve aylardan ramazan, iftar sofralarini dostluklarin en güzelleriyle süslüyordu... Girdigimiz kafe cami karisimi yerde Tanrisal melodilerle fon da bu sarki caliyordu; icim ürpermisti.. Öyle ürpermisti ki; sonrasinda ki bütün hafta boyunca sarkiyi hatirlayip mirildanmaya calismistim ve sonunda baska bir yerde daha denk gelip ögrenmistim sarkinin adini. O zamanlar kipirdayan bir ben mi vardi yoksa ben o zamanlara bakinca kipirdayan sayfalar mi görüyorum; bu da cevabini bilmedigim az sorudan sadece biri.
O zamanlari aradigimdan midir nedir; bi kivilcim istiyorum ama ben dengesi olan biri degilim bir kivilcimda alev alabilirim.
Tipki beni kalbimden pi sayisi kadar uzaga dolayli olarak firlatan; o frenime düsen kus tüyü gibi.
O yüzden duygularimiza helyum balonlar baglayip kendimizi kara deligin deniz manzarali kösesine yollamak istemiyorsak simdilik burada ufak bir nokta koyalim. Ya da 3 nokta olsun; en sevdigim . . .
Resim kaynak:https://lowlandet.deviantart.com/art/A-balloon-filled-with-fun-194714168