SlideShow

3

Seviştiren


Parmaklarımın eğimiydi,
Ellerimi seviştiren ... 
Avuçlarıma sığan dünyayken,
Bütün dualarım tanrıyaydı ... 
Gözlerimin değimiydi,
Ruhumu seviştiren..
Dudaklarım suya değerken,
Bütün seraplarım sanaydı...
Nefeslerimin şehvetiydi,
Bedenimi seviştiren...
Kalbim sana üşürken , 
Bütün güneşler uykudaydı... 
Toprağın nemiydi, 
Ölümü hayatla seviştiren... 
Ve unutma,
Aşkın faniliğiydi ,
Bizi seviştiren...  
0

Heidelberg Trip

Orada kaldığımız evden çektiğim panoramik fotoğraf.

Bu haftasonu kaldığım evde ki arkadaşlarla  2 günlüğüne Heidelberg'e gittik.. Orada ki dost fraternity 'i ziyarete gittik aslında.. Büyük bir transporter kiralandıktan sonra yol için 4 kasa bira arabaya yerleştirildi..  Yol epey eğlenceliydi ; tabi Heidelberg'e vardığımızda alkol sınırını aşmak üzereydik .. Neyse bizi mangalla karşıladılar. Uzattığım tabağa eti koyacak kişinin de kafası güzel olduğundan eti parmağımın üzerine koyuverdi. Şuan parmağımda kötü gözüken bir yanık izi var.. Ekstrem bir yanık ... Daha sonrasında biralardan sonra bi kaç saat pek bi flu . Çarşıya gitmişiz, döner yemişiz vs vs ...
Eve dönerken lanet olası manzarayı seyredeyim diye çalılıkların arasına gözlüğümü düşürdüm. Ertesi gün 1-2 saat arasamda nafile.. Tek ray-ban gözlüğümün üstüne soğuk bir bira içtim.
Neyse ilk gün hepimiz aynı oda da yataklarda sızdıktan sonra ertesi gün 9 da kaldırıltık. Tam bir işkenceydi. Duşa girmek için soyunup giremeyen arkadaşın çıplak dansıyla günüm görsel olarakta iğrenç başladı..
Duş ve kahvaltıdan sonra takım elbiselerle toplantıya yol aldık. Toplantıda saatlerce sıkılıp yorgunluktan ve açlıktan geberdikten sonra eve geri dönebildik. Oh yemek yiyeceğiz derken tek yaptığımız bira içmek oldu. İç, iç ,iç ; yeter ulan derken gece 1 de 4 arkadaş çarşıya indik. Sub-way de güzel bir sandviç patlattıktan sonra iki arkadaş bir bara gittik. Heidelberg'i bara gittiğimizde daha çok sevdim. Çünkü gittiğimiz bar alternatif müzik çalıyordu .
Göttingen'de böyle mekanlar pek yok . Genelde cıstak cıstak mekanlarr.. Ne yapalım cıstağa da alıştık artık. Ama farkettim ki ; ben alternatif rock çalan yerlerde daha bir motive olmuş oluyormuşum. Direk avcı moduna falan giriyorum. Hayat işte... Ve 2. günde salak saçma yatıp uyuduktan sonra geri dönüşe başladık. Sonunda eve vardığımızda bilanço şöyleydi:  Yanık el , kayıp bir gözlük , bozulmuş psikoloji , 2 günlük açlık ve dehşetül vahşet bir yorgunluk...

Ama iyi bir şey var ki ; Heidelberg çok güzeldi.. Öyle böyle güzel değildi .. Güzeldi : | Sevdim...
25

We Are The People

Doğuyoruz , büyüyoruz , yiyiyor ve sıçıyoruz .. Günahlar işleyip tövbeler ediyoruz ; egolar tatmin edip şekilden şekile giriyoruz.. Kariyer yada ün peşinde koşuyor , para  kazanmak için şekilden şekile giriyoruz. Hayalleri satılmış insanlar olarak 21. yüzyıla çok güzel ayak uyduruyoruz.

HAYATIN SIRADANLAŞTIRAMADIKLARINDAN MISINIZ ?


5

Mala Bağlamak

Mala bağlamak terimini eskiden çok kullandığımı farkettim aniden. Tabi Almanya'ya geldiğimden beri kullanmadığımı da farketmem fazla sürmedi. Oysa ki burada o kadar çok mala bağlıyorum ki , saymak imkansız.
Çarşamba gecesinden başlayalım. Tipik  mala bağlanma gecelerinden biriydi. Öğlen 12 de başlayan futbol turnuvası akşam 6 ya kadar sürdü. Tabi yaptığımız tek şey futbol oynamak değildi ; bunun yanı sıra mangal ve bol alkol tüketimi gerçekleştirdik. Eve dönüp içmeye devam ettikten sonra outdoor partiye gittik. Tabi o kadar uzun süreli bol alkol tüketiminden sonra bilinç kendini kapattı. Gerçi hatırlamadığım hiçbirşey yok ; genelde hiçbirşeyi hatırlamam. Hatırladığım salakça şeylerden biriyse bir kızla aramızda geçenler .. Kızla muhabbet ettikten sonra kıza içki ısmarlıyorum - niye ısmarlıyorsam artık - Neyse daha sonrasında kıza içkisini verdikten sonra kızın güzel olmadığına karar verip bye diyip gidiyorum. Nasıl salakça bir davranışsa artık. Normalde bir partide çok sarhoşken bir kıza içki ısmarlıyorsanız şansınızı yatağa zorluyorsunuz demektir. Daha sonrasında 2 saat yürüyüp kayboluşum var . Neyse ki arkadaşı arayıp taksicinin telefon numarasını alıp eve dönebildim ..

Bu çarşambanın hikayesiydi.
Gelelim dün geceye.
Yaklaşık 6 saat çalıştıktan sonra evde ki 151. kutlamaya yetişebildim ; sıra sıra biralar ve şampanyalar sonrasında başka bir dernekteki partiye yol aldık. Kontrollü olacaktım vs. ; hepsi yalan oldu.  Kaçak giriş yapıp giriş ücretinden yırttım . Daha sonrasında aldığım içki kuponuyla alkol tüketmeye başladım. Kuponu bitiricem diye götüme kadar içmek zorundaydım . İşin içine bir de sarhoş barmen girince olanlar oldu. Adama 5 kere votka enerji dedim ancak 5 kere votka portakal alabildim. İşin kötüsü adam bardağı full votkayla doldurup portakal suyunu damlatıyordu. 2 kere uyarmama rağmen sonuç değişmedi. Eve nasıl döndüğüme dair hiçbir fikrim yok . Uyandığımda çok ciks yattığımı farkettim; evet takım elbiseyle yatağımda uzanıyordum.

Az önce bir arkadaşın anlattığına göre eve taksiyle dönmüşüz ; ve diğer bir olaysa şöyle : taksi gelmiş ve beni arıyorlarmış , eleman bana tuvalletten çıkmamı söylemiş ve bende anında kapıyı açıp çıkmışım . Artık ne yapıyorduysam tuvalette ; ben bile bilmiyorum. Hayırlara vesile olsun : |

Bir diğer arkadaş sokakta uyanmış ve kayıp listesi şöyle : Ayakkabılar, cep telefonu , anahtar ve ceket..
Tam olarak bilen biri var mı diye herkese sorup duruyor ama maalesef verimli olarak hatırlayan yok.
Kendime belli süre alkol yasağı vermek istesemde mevcut şartlarda imkansız gibi görünüyor.

Başım dönüyor , fickiym böyle hayatı... İki gün daha içmeye devam ; malum 151. dernek kutlamalarımız var. Takım elbise ve alkol zorunluluğu da ekstrası.

Alkol kokan dudaklarımla ıslak ıslak öpüyorum hepinizi.
3

Aşk


Aşk,
İmkansızlık olabilitesinde,
Dans edişidir duyguların... 
Aşk,
Uzak ülkelerde , 
Yapılamamış devrimdir,
Aşk,
Yabancı kadınların,
Karanlıkta cama buğu yapan,
Ateşli nefesleridir.. 
Aşk,
0 ile 1 arasında,
Sen ve ben ihtimalsizliğidir... 
2

Ego Bomb


İnsan gaz dolu bir ego bombasıdır .. İyi benzetmelerin kötü sanatçılardan daha az rağbet gördüğü bir dünyada yaşadığımız için egolarım diğer insanların kine göre daha alt seviyede, yada öyle söylemek istiyorum ...

Psikolojiyi, din ve genel ahlak kurallarıyla harmanladığımızda ; ortaya ,yapılan herşeyin asıl sebebinin bok bir ego olduğu çıkıyor. Tabi insanların ego kavramı kişiden kişiye farklılık gösteriyor.
Örneğin ; bazı insanlar kokusuz sıçabildi diye ego tatmini yaşayabilirken bir diğer insan toplum arasında osurmamış olduğu için ego tatmini yaşayabiliyor. Yine bütün bunların ego merkezli olduğu bilinirken , egonun toplumsal kurallarla şekillenmiş olması insanı tiksindirtiyor. Sonuçta ego bütün olarak ben içeren birşey ve başkaları tarafından yapılmış şeyler ile şekillenmesi hem ironik hem saçma . . .
Hem ironi olup hem saçma olan şeyin gerçekliği kesinlikle kabul edilemez.

Öyle ki egonun toplumsal olarak şekillenmemiş bir haline geleyim... İnsanlar sevişince ego tatmini yaşarlar ;erkekler , kadınlara göre daha fazla ... Evet bu erkek kadın egosunun ayrımı toplumun piçliği...

Sevişmek olayını sadece 2 birey arasında ele alırsak , bu iki kişinin birbirine yaşatabileceği en büyük egolar arasında yer alır . Yinede bir egoyu iki kişinin paylaşmasını matematiksel olarak düşünürsek masturbasyonun daha fazla ego tatmini sağlaması gerekir. Maalesef durum böyle değil ve bunun sebebi yine toplumun piçliği.

Şimdi gelelim , sevişme ihtimalimizin yüzde 90 olduğu insanlarla sevişmeyi tercih etmeyip yaşadığımız ego tatminine . . İki zıt kutup arasında ki ego farkını anlamak hiçbir zaman mümkün olmayacak olsada durumu şöyle bir ayrıntıya dökmek istiyorum  :
Bedensel ihtiyaç olarak yemek yeme zorunluluğumuz var ve bunların bir çoğunuda vücuttan atma zorunluluğumuz...
Sıradan lezzetsiz bir yemek çok ufak ölçülerde bir ego tatmini yarattığından hissedilmesi imkansızdır , nitekim sıradan bir boşaltım da öyle.. Ama hoş ve lezzetli bir yemek bizi ego orgazmına kadar götürebilir. Ve düşününce uzun süreli bir sıkışmadan sonra yapılacak bir boşaltım sonrası yüzümüzde gülücükler ve egolarla kendimizi dışarıya atarız ve bazen şu cümleyle kendimizi aydınlatırız : " Dev Sıçtım , hoh"

Şimdi bütün bunların sevişme , seks ,sex vs. (artık ne derseniz) ile bağlantısına geçelim. . .
Sıradan ve lezzetsiz bir kişiyle ( izafi bir durum ) sex sıradan bir yemekle aynı seviyede ego vermez ; oysa hergün sex yapsaydınız durum böyle olmazdı...
Lezzetli bir kişiyle olan durumun yemek ve boşaltım olayından bir farkı yok .. Yine benzer ego tadılmış olacaktır.
Bütün bu bahsettiğim genellemelerin hiçbirinin içerinde duygusallık yoktur. Bir yemekle , bir boşaltım şekliyle yada bir kişiyle aranızda duygusal bir bağ varsa hissedeceğiniz ego tatmini çok daha yüksek seviyelerde olacaktır..

Yani mesajımız şu :
Emotional Sex > Ordinary Sex  = Emotional Dinner/2 > Ordinary  Dinner/2 = Emotional Shit/2 > Ordinary Shit/2
7

Bazen

Kaybedenler Kulübü filminden bahsetmiştik şu yazımızda  ... Filmi benim için etkileyici kılan bir sahne var ; ve o sahneyi sizinle paylaşmak istedim. . . İzlemediyseniz bile sahneyi izleyebilirsiniz ....

Bunca olguyu , tabuyu yalın kelimelerin doğal halleriyle anlatabildekleri için ; pek güzel olmuş...