SlideShow

2

Internet sokuslari

ULan daha 3 gün önce günesi görürken bugün kar yagdi buralara. Daha ekimin ortasi olmadi bu ne soguk. Zaten bu ic karartan havalarla erken depresyona girmisken ve hergün saat 9-17 arasi staj yapip aksamlari da ise giderken  bi de dolandirilmayadur.
Sizi bilmem ama ben öyle internetten cok alisveris yapan bi adam degilim; amazonu internetten saymiyorum cünkü amazon bizim bakkal gibi bisey ne lazim olursa ordan aliyorum. Neyse velhasil amazonu saymadik gittim ben ebay kücük esyalar sayfasindan telefon alayim dedim. Gittim güzel bir telefon buluverdim son model Camcung sik-alti öjj pilüs . OO dedim fiyatta iyi .. Adama sordum hocam paypal ile ödeme mümkünmüdür diye evet dedi. Yattim üstüne hemen gönderdim parayi araya haftasonu girdi teelfonu bekliyorum p.tesi gelir diye. Arada adamdan da mesaj bekliyorum posta takip kodu yollasin falan diye. Herif bi anda sirra kidem basmaz mi  vay himisini dedim. Yaklasik 2bin tl cik var isin ucunda ben hala o kadar yasli olsam da ufak bir ögrenciyim nihayetinde. Basti beni stres; neyse bosuna almadik ya paypalden . Hemen orda alici haklarini koruyan bölgeye el attim; adam altta kalmayip direk olayi paypal davasina cevirdi ve altina yorum olarak sunu eklemis : sözde ben arkadasa mesaj atmisim ve demisim ki benim bir arkadasim telefonu elden alacak ve üstünde para yok diye ben paypal üstünden yatirmisim. Yok ebenin ami ali sami. Herif bu kadar profesyonel yalan söyleyince ben iyice tirstim aha dedim para gitti. Sikimi alicaz falan hesabi.
Neyse bugün ibnenin oglu yavsak pezevenk mail atmis bana ; mail de diyor ki paypal sana parani geri ödeyecek git cek davayi yoksa seni polise sikayet ederim 3 yasinda kizim var ; sana telefonu bedavaya birakmam ... cart curt. Ya bu herif agir sizofren ; ya beni korkutmaya calisiyor . E be amkdugumun evladi ismimi biliyorsun adresimi biliyorsun belli ki ismim soyadim ecnebi ismi hic mi korkmuyorsun agzini burnunu 2bin liralik dagitirim diye..
Burda ecnebi = türk oluyor ....
Neyse siz siz olun birsey alacaksaniz gidip elden tedarik edebileceginiz kisilerden alin ; öbür türlüsü sadece stres kavga gürültü..
Bugün polise gidecem bakalim. Himisini cükiym bu sansin ... Para geri gelene kadar da ayfon fourseason la devam.
Teknolojisiz geneleksel alisverisler diliyorum sizlere.
0

Bayram Postu

Post derken hem post hem post. Bayram postunu henüz atmadım ama unutmadım reserved diyip akşam gelince atıcam...

----Reserved dedim gittim aradan kaç gün geçti .----
Ulan ne sorumsuz adam oldum ben. Bayram mayram da dinlemiyorum artık amansız depresyonlara girip sistem adamlığına bürünüyorum. Ne kadar ağladıysam gençken beyaz koyun olmayacam diye şimdi bi o kadar beyaz koyun oluyorum. Hayatımda ki ilişkiler, çabalarım ve bir çok şey sisteme dair. Sanki o sisteme daha fazla ait olmaya çalışmaktan başka bir bok yapmıyorum yada beraber yapmıyoruz. Sevişsek bile sırf sisteme ait olmak için sevişmişliğimiz olacak. Büyük göğüsleri önemsemeyen bi toplumda ve sistemde meme dolu ama kesinlikle cinsel bi güdü gitmediğimiz meme temalı partiler hayal ediyorum.
Ne diyordum lan ben .. Hee bayram. Olum yada kızım ben artık 5 sene sonunda dejenerenin dibine vurmuşum. Biz domuzu direk sosis makinasına soktuk bu kurban bayramında. Geçen şeker bayramın da da çocuklara Mon Cherie dağıtmıştık hepsi sarhoş oldu piçosların. Mübalağa ya gel yada müjgana gel müjgana . Müjgan güzeldir hoştur ; müjgan bile bir memleket hasreti. Bayram ne güzel şeydir lan ; sabah kalkınca o boktan İstanbul'da bile boş minibüslerin içinde bir akrabadan bir akrabaya seyir ederken insanlarda ahlak kırıntısı görmektir bayram. Ve tabi paraları topladıktan sonra akşam taksime gidip o son ahlak kırıntısının amkymuşları da görüp bi nevi öz intihar eylemidir. Öz intihar dedim biliyorum. Siktirtme şimdi anlatım bozukluğunu ! Her boku doğru özümsedin de hala bozukluklardan bahsediyorsun. Madem herşey bu kadar doğruydu neden hala burdasıyız.
Evet bayram bitti bi daha ki bayram görüşmek üzere. Bayram postları benim için özeldir o yüzden rezerve ettiydim. Belki gününde yazamadım ama bu post benim için hala bir bayram postu . Postlarımız üzerimizde kaldıkça post atmaya devam.
0

Çok erken yarı final

Yarın akşam yani 4 Ağustos 2015 Salı akşamı oynanacak olan Shakhtar Donetsk - Fenerbahçe maçı bir nevi çok çok erken yarı final maçı gibi .(Tabi ki avrupa ligi için ) İlk maçı Istanbulda 0-0 bitiren Fenerbahçemiz ilk maçta iyi oynayan taraf olmasada bu turu atlar diye düşünüyorum.
Shakhtarın genelde kontrollü oynadığını ve iyi kontra ataklar yaptığını düşünürsek 0-0 ın rövanşında kendi evlerinde panikleyeceklerdir. Çünkü yiyecekleri herhangi bir golü çıkarmak onlar için zor olacaktır.
Eğer Fenerbahçe kendi kalesinde erken bir gol görmezse yüzde 90 bu turu atlayacaktır. Duran toplarda usta ayakların olması ve Fernandao gibi uzun bir santraforun bulunması turun en büyük avantajlarından biri olsa gerek.
Ve bu maç Sow yerine Stoch orta saha da oynar tek santrafor oynanırsa daha rahat bir Fenerbahçe galibiyeti göreceğimize inanıyorum. Çünkü çift santraforda bekler daha fazla çıkmaya çalışırken Caner'in çok yönlü olmaması o taraftan çok fazla pozisyon vermemize sebep oluyor.
Alves mi Ba mı sorusunaysa henüz cevap verebilmiş değilim. İkiside riskli oyuncular ; Alves'e kişisel olarak bi türlü ısınamadım ama Ba'da çok hataya dönük bir oyuncu. Yalnız Ba'nın artısı ise duran toplarda muazzam kafa toplarıyla ağlarla buluşabilme ihtimali.
Bir Fenerbahçeli olarak yarın gönlümüz turdan yana . Futbol bu ne olur belli olmaz ama bu turu geçen takım avrupada bir çeyrek final görür düşüncesindeyim.
Şimdiden iyi seyirler . 
0

Bütün içgüdüler...


İç güdü diyince aklıma gelen tek şey var yada tek şarkı ; The Cranberries 'in o ekstra manyak şarkısı The Animal Instinct . Efsane gitar solosu ve o Dolores O'Riordan'ın müthiş huhusu.

Suddenly something has happened to me
As I was having my cup of tea
Suddenly I was feeling depressed
I was utterly and totally stressed
Do you know you made me cry
Do you know you made me die

Ve ansızın içinize çöken ağırlık ; bir intihar neferinin denize atlamadan önce ayağına bağladığı ağırlık gibi. Bizi ne ağlatır yada ne öldürür bilmiyorum ama ikiside doğru zamanda içgüdüsel olarak yaptığımız şeyler belki de.

And the thing that gets to me
(...thing that gets to me)
Is you'll never really see
(.never really see)
And the thing that freaks me out
(...thing that freaks me out)
Is I'll always be in doubt
(...always be in...)

Korkmak ne kadar afilli  , ve bazen ölümcül bir kurt kadar sevimli. Neden korkarız biz ; neyi severiz ... Ya hepsi Tanrı sıfatından bir içgüdüyse...

It is a lovely thing that we have
It is a lovely thing that we
It is a lovely thing
The animal
The animal instinct

So take my hands and come with me
We will change reality
So take my hands and we will pray
They won't take you away
They will never make me cry, no
They will never make me die

And the thing that gets to me
(...thing that gets to me)
Is you'll never really see
(.never really see)
And the thing that freaks me out
(...thing that freaks me out)
Is I'll always be in doubt
(...always be in...)

The animal
The animal
The animal instinct to me

It's the animal
The animal
The animal instinct to me

It's the animal
It's the animal
It's the animal instinct to me

It's the animal
It's the animal
It's the animal instinct to me

The animal
The animal
The animal instinct to me

Ve bazen herşey iki kişilik ; şizofrenik bir iki... Bugüne kadar içimizde ki insanı aydınlığa çıkardık peki ya karanlıkta kalan hayvana neler yaptık...
Şimdi ise tam zamanı ;

"Bırak,
Karanlıkla bezenmiş yanını ,
Kim demiş 10 9 dan iyidir diye ;
Ne yaparsan yap kendine çıkar aydınlık,
Bir tünel gibi ...
Ne yaparsan yap,
Saklayamazsın...
Bırak,
Artık bu yalanı ,
Kucakla içinde ki hayvanı ..." 
0

Wassup

4 Non Blond ablamız söylemiş zamanında What's Up şarkısını. Sizde benim gibi 80ler  kuşağıysanız iyi bilirsiniz bu şarkıyı. Hani duş şarkıları vardır ya bağıra bağıra söylenebilecek onlardan biri işte ..
Neyse aslında olay tek başına bu şarkı değil. Wachowski Brothers var bizim amca oğulları ; şu Matrix'i yöneten Andy ve Larry Wachowski.Gitmişler Sense8 diye dizi yapmaya karar vermişler ; iyi de yapmışlar. Şöyle güzel bir yönetmen eli değdi mi ortaya neler çıkabileceğini ben unutmuşum.
Sense8 i izlerken hem konunun yönetmenlere müthiş fırsatlar verdiğini ; bu noktaya ortalardaysa Wachowskilerin o müthiş volelerini tecrübe ettik.
 Henüz sadece ilk beş bölümüne bakmış olsam da sırf sahneleri için bile izlenebilecek bir dizi ki konusu benim sevdiğim tarzda .
Neyse işte dizinin 4 . bölümünden Whats up şarkısına çekilmiş bir klip geliyor şimdi karşınıza .
Beni benden aldı , belki sizi de alır .


0

Bir tutam Replik


 Valla değerinizi bilin şunu hazırlayana kadar götüm çıktı ... Mr.Robot dizisinin 5 . bölümünde sonlara doğru beni benden alan repliklerden biri. Ve bunu sizinle paylaşmadan edemedim. Tabi hazırlarken ingilizce duy yaz ve üstüne tercüme etmek biraz uğraştırıcı oldu. Gerçi henüz tercüme etmedim ama şu an ediyorum gibimsi.
 Bilmeyeniniz varsa Mr. Robot netflixin çiçeği burnunda dizilerinden biri. Konusunu kısaca özet geçmek imkansız ; uzun uzun yazacak vaktim yok maalesef şuan. Ama internetin herhangi bir köşesinden bulabilirsiniz.

Evet sizi bu replikle başbaşa bırakayım artık.


_____________________________________________________
My father picked me up from school one day, and we played hooky and went to the beach.
It was too cold to go in the water, so we sat on a blanket and ate pizza.
When I got home, my sneakers were full of sand, and I dumped it on my bedroom floor.
I didn't know the difference.
I was six.
My mother screamed at me for the mess, But he wasn't mad. He said that billions of years ago, the world shifting and the oceans moving brought that sand to that spot on the beach, and then I took it away.

"Every day," He said,

"We change the world," which is a nice thought until I think about how many days and lifetimes
I would need to bring a shoe full of sand home until there is no beach, until it made a difference to anyone.
Every day, we change the world, but to change the world in a way that means anything, that takes more time than most people have.
It never happens all at once.
It's slow.
It's methodical.
It's exhausting.
We don't all have the stomach for it.
______________________________________________________________________________
Bir gün babam beni okuldan aldı ve okulu asıp kumsala gittik. Hava suya girmek için çok soğuktu, bizde yere örtü serip oturduk ve pizza yedik.
Eve geldiğimizde ayakkabılarım hep kum doluydu, bütün hepsini odamın ortasına yere boşalttım.
Farkı bilmiyordum , 6 yaşındaydım.
Annem bana bu dağınıklık için bağırdı , ama babam sinirli değildi. Ve dedi ki ;
Bundan milyarlarca yıl önce  dünya kayarak ve okyanuslar hareket ederek o kumları o sahile götürdüler.Hemde her gün.
Ve sen o kumu alıp başka yere götürdün.

"Biz dünyayı değiştiriyoruz." ne kadar güzel bir düşünceydi , taa kii bir değişiklik yaratabilmek için kaç gün ve kaç yaşam boyu bir ayakkabı dolusu kumu eve getirmem gerektiğini anlayana kadar.
Her gün dünyayı değiştiriyoruz ama bir şekilde hiç bir anlam ifade etmiyor ve bunu yapabilmek çoğu insanın sahip olmadığı kadar vakit alıyor.
Asla bir kere de olmuyor ,
Yavaş yavaş,
Düzenli bir şekilde ,
Ve yorucu.
Hepimizin bunu kaldıracak bünyesi olmayabilir.
0

Bir Cemal Usta Şiiri

Az önce özgürlük falan diyordum ya , az önce dediğim bir önce ki yazımda; öyle ki Cemal Üstatta pek bi ceremesini çekmiş bu özgürlüğün. ince yada karanlık ruhlular (artık siz hangisini uygun görürsenız) anında görürler güzellikleri; bir oyuktan sızan gün ışığı gibi. Sırf o oyugun inceliginden denir ince ruhlu yada icerinin karanlıgından karanlık . İşte öyleydi senin güzelliğinden sonra beraber bakardık dünyaya ve sadece güzel olanlara ; güzellik bitince yeni denizlere yeni güvercinlere , fazla büyütmemek lazım ; seviselim hayat tadında.
Cigarayı attım denize
Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüyoruz
Gökyüzünün o meşhur maviliğinde
Uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla
Bir akdeniz şehri çıkabilir içinde
Alıp yaracak olsa yüreğini
Şimdi bir güvercinin

Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak
Önünde durulacak tam elinden tutulacak
Hangi bir elinden güzelim hangi bir
Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
Öbür elinde yetişkin bir günışığı
Daha öbür elinde de kilometrelerce hürlük
Çalışan insanlar için akşamlara kadar
Toz duman içinde
Bir elinde de boyuna ekmek kesiyorsun

Biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen
Bir bulut geçiyorsa onu görürdük
Bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
Bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
Ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
Bir cıgara atmışsak denize
Sabaha kadar yandı durdu

Cemal Süreya
1954