SlideShow

4

Ölenle Oynama ...


Ölenle oynanmaz dostum ; ölmüş bir ruhu acıtamazsın...  Ne zaman ve nasıl ölmüştüm şu postta : Ölüm'üm 
İşin ilginç yanı çok zevk almıştım o postu yazarken.. Böyle anlamsız bir huzur..

Az sonra traş olacağım ve siz yine sıradan bir traş zannedeceksiniz bunu .. Kimbilir kaçıncı kez traş olacağım , kaçıncı kez kanayacak suratım...
Ve her traştan sonra daha bir sertleşir cildiniz...  Kim bilir kaçıncı aşkı traş edeceğiz birazdan ve kaçıncı kez sertleşecek kalp...

Kadınları sevdim ben sadece birini değil ve şehirleri , birde ışıkları.. Her ışığın altında bir hikaye yatıyor olma ihtimali cezbetti beni ..

Acılar en çok karanlıkta mı büyür ; sayamadım ışığın altında kaç acı pusuya yatmış ...

Sessiz ve sakinim şimdi  ; bir su gibi yolunu buluyor kaderim..

Özgürlüğümü aldığında Tanrı küfürleşiyoruz karşılıklı...  Birşeye küfür ediyorsanız ona inanıyorsunuz demektir..

Ve aslında birşeyi sevdiğinizde inandığınız tek şey kendinizdir !
5

Tapılası Kadın

Evet TV dünyasından bir isim açıklayacağım bu postta... Benim için tapılası kadınlardan biri olan bu kadın tahmin ettiğiniz gibi manken , şarkıcı yada oyuncu değil ..
Kadında asaletin ve duru güzelliğin çok önemli olduğunu düşünen biri olarak bu kriterlere çok ama çok uyan CNN Türk Muhabiri Nevşin Mengü'ye her geçen gün dahada hayran olduğumu belirtmek isterim...

Buyrunuz resimlerle Nevşin Mengü


Ve kendisi hakkında biraz bilgi verelim : 
NEVŞİN MENGÜ 


Nevşin Mengü, 1982 yılında Ankara'da doğdu. Klasik Ankara çocuğu tabirine uyan eğitimini; TED Ankara Koleji'nin ardından Bilkent Siyaset Bilimi Bölümü'nde tamamladı. Ankara çizgisini Galatasaray Üniversitesi ile kırdı. Masterını 'Türkiye Üzerine Toplumsal İncelemeler' dalında yaptı.
Mesleğe Kanal Türk'te başlayan Nevşin Mengü, Haber Türk’te de çalıştı.
Bir yılı aşkın bir süre İran'ın Başkenti Tahran'da TRT Türk, büro şefliği yaptı. Mesleğe başladığından beri hep Ortadoğu'yu sevdi. İran'ı hala ara sıra özlüyor.
Hafta içi her gün saat 18.00'te CNN TÜRK Ana Haber'i sunuyor.
İyi derecede İngilizce, orta düzeyde Almanca ve Farsça biliyor. İşini çok seviyor.
1

Mesafeli olmak /Routine


Blogumla mesafeliyim bu aralar.. Gerçi sevdiğim çoğu şeyle aramda mesafeler var...
Ailem , dostlarım, eski aşklarım ve yenileri...
Bir blog yakınımda , yorulmuş parmaklarımın altında duruyordu..

Ama öyle bir yorgunluk çöktü ki üzerime ; sanırım bu hızlı adaptasyon durumlarından kaynaklanan bir yorgunluk bu.
5 ay oldu Almanyaya yerleşeli.. Her geçen gün hayatım biraz daha düzene giriyor. Tabi bu güzel birşey mi kötü birşey mi henüz bende bilemiyorum.

Biz insanların yaptığı herşey garip ; mesela : Gelecek için bir sürü plan yaparız ancak içinde bulunduğumuz bir şey bizi rahatsız ediyorsa onun hemen düzelmesini dileriz , ve bu durumun düzelirken gelecek planımıza kötü bir etki yapıp yapmayacağını düşünmeyiz..
Yani aslına bakarsak zamansal bir düşünce kavramımız yok .  -Evet şu paragrafı bir çırpıda nasıl yazdım bende bilmiyorum. -

İçimde patlayan öyle büyük bir sevgi bombası var ki , anlatması mümkün değil. İşin kötüsü böyle içinde kalınca insanın zarar veriyor.
Annem beni her aradığında ona onu çok sevdiğimi söylüyorum telefonu kapatmadan önce. İşte haftada bir seni seviyorum diyebiliyorum neredeyse.  .  .
Birde bazen çiçeğime diyorum .. Sesli söylemiyorum ama seviyorum onu .. 3 aydır beni yalnız bırakmadığı için ; düşünüyorumda bana iyi sabretti. Başka bir çiçek olsa çoktan solup giderdi. Aramızda değişik bir bağ var .
Her sevginin yaptığı gibi o da bana zarar veriyor .. Geceleri zehirliyor beni. . .
Ama ne yapalım biz birbirimizi böyle kabul ettik ...
Yalnız nasıl bir ruh haline girmişsem ; çiçekle aşk yaşıyoruz gibi. . .
Bu aralar onu da biraz ihmal ettim ama o beni güneşle aldattığından öyle yaptım. .
Evet hafif hafif bahar güneşi yüzünü göstermeye başladı .

Saat  3'e geliyor . Uykuluyum baya ancak yatasım yok . Aslında hiçbirşey yapasım yok , öyle enteresan.
Hani genelde insanın hiçbirşey yapası olmayınca uyuyası olur ama bende o da yok ..
Öyle boktan bir durum içerisinde kıvranıyorum .
Anlaşıldığı üzere kendimi pek iyi hissetmiyorum.  Bu bokum ülkede yalnızlığı iç organlarıma kadar çekiyorum.

Ne için , ne için ... Ne için yaşadığımızı çözmek zor ,hangi gelecek için uğraşıyorsak artık ..
Bazen hayatta sadece ekstrem şeyleri görmeyi istediğimi düşünüyorum. .

Örneğin Japonya'da bulunup Tsunami anını yaşamayı falan. . . Tabi ölmeden... Neden bilmiyorum ama hayat öyle bunaltıyor ki, bazen böyle zorluklara bile ihtiyacımız oluyor..

Bilmem siz nasıl düşünüyorsunuz ?!
2

Bir Kadinin Yorgani

sustu kadin,
arta kalmisliklarini,
Yedigi tirnaklarinda biriktirmisti bunca zaman...
Taze meyvalar gibi curuyordu ask ,
Peki ya aci curumez miydi hic,
Bayatlamaz miydi ...
O eski sokaklar bile kurumstu,
Kurumayan yanaklarina kizdi...
Yorganina sarildi ,
Sahi ne cok iz tasiyordu ona dair...
Akan tuzlu rimeller ,
Kadinlikla kizligin arasinda ki kanli yol..
Kac yalnizligi saklamisti yorganin altina ,
ve kimbilir kac kere idam etmisti kendini ..
3

Baş Ağrısı

Uzun süredir bizim elemanlarla renk ziyaretine gitmiyordum.. Dün gece gittim ama şuan ki baş ağrısı nedeniyle pişmanım..
Aslında çevre edinmek açısından güzel bir olay ama çoğu insanı bir daha görsem hatırlamam..
Yeni bir bira içme rekoru kırmış olabilirim kendi çapımda ama kesinliği olmadığı için ihtimaller arasında kalsın şimdilik. Daha sonra hatırlayacağımı umuyorum..
Yataktan kalkalı yarım saat oluyor ama bugün hiç ayılacak gibi değilim .. Ve üstüne 1 buçuk saat sonra işe gitmem gerekiyor; sıçtığımın resmi..
Hadi kolay gelsin bana.......
0

Kapıda ki Bahar


Dışarıda hüzünlü bir bahar var nedense..
Şuan camımın önünden yaşlı bir çift geçiyor... Tahmini 80 lerindeler ... Öyle şeker duruyorlar ki; fırtınalardan çıkmış bir geminin iki kaptanı...
Çift olmayı  geçtim, onu becermek zor ... Üstüne artık yaşlanmayı becerebileceğimizide pek sanmıyorum..
Arzularımın kış uykusuna yattığı bir hafta geçiriyor ve yaptığım herşeyi günü geçirmek için yapıyorum  ..
Dünyevi zevklere bulanasım var .

Tek umudum duşa girip bütün bıkkınlıklarımı orada bırakmak.

Ve ardından sokağa atacağım kendimi ; siz hangi yöne koşarsanız koşun rüzgar size doğru koşar...

Mevsimsiz gelen tohum sadece acı mı doğurur ?

İlkiyle sonu farketmez, bahar bahardır ... Tadını çıkarın..

Şarkı
2

Uç Noktalar


Noktaların ucu olur mu diye sorma şimdi...
Oluyor işte ;
İnsan 3 noktanın sonuncusundan atlamak istiyor sonsuzluğa ...

Keyif vermiyor hiçbir duyguyu yarım yaşamak.. Acıyı bile iliklerine kadar hissetmeli insan ; tam olmak meselesi ... Ölüm bile tam gelmeli insana, ölçüsü alınmış bir kefen gibi ...

Bir kedinin kasap önünde bekleyişini yaşamalı insan , ama aklının bir yarısı çöpte ki balıklarda olmadan...

Yağmurda dolaşmamalı insan , yüzmeli...
Bir  başarıyı birinci gibi ve başarısızlığı sonuncu gibi kucaklamalı ...

Arası olmamalı hayatın ; martılar uçmalı hep ve vapurlar gitmeli ...
Balıklar gıdıklamalı insanın ayaklarını ..
Kaldırım taşları koşarken ,
Kalp zamandan hızlı atmalı...
-Tik tak-

Yarım bir hayatla sevişirken,
Senin tam olmanı istedim...