SlideShow

0

Lost on you





"When you get older, plainer, saner"


Yaşlandıkça aklı başında olmak mı; sadece algı yanılsaması olsa gerek. Hayatta herkes üstüne düşeni oynuyor; bazılarına kalan Benjamin Button rolü...



"Smoke 'em if you got 'em"


Atahol'un da dediği gibi yaşadın mı mevzusu bu.. Yakaladın mı öyle bir çekeceksin ki içine, ciğerlerın patlarcasına. Rutine binmiş günleri her gün yavaş yavaş solumaktansa o özel anı sigara müptelasının son sigarası gibi içine çekmemek Tanrı'ya en ıslak küfürlere eş değer değil mi!



"All I ever wanted was you" 


Yine hayata dair boktan bir dilemma. Artık hiçbir şey istemediğim için mi herşeyi istiyorum ya da hiçbir şey istemediğim için mi hiçbir şey istemiyorum; işte bunlar mı seni istemeyi özel kılıyor yoksa sende aslında hiçbir şey misin bu dilemma da.


"Let's raise a glass or two 



To all the things I've lost on you " 



Zaten ne zaman bir de kaldı ki kadehlerin sayısı; matematiği sevmeyen çocuklar bile aşığı oldular sayıların sayarken kadehleri. Hem bunun adı refill time; kaybolanları ne daha iyi doldurabilir ki Tanrı katından gelen bir kadehe kıyasla.




"After everything I've lost on you" 


Sıfıra indikten sonra oradan yukarı tırmanmak kazanç mıdır; yoksa herşeyin aksine o elde ki sıfır bütün herşeyi zaten çoktan yutmuş mudur... Adı koyulmuş ölüm tarihinden bir hafta sonrasına piyango kazanmak neye yarar ki.. Bazen kaybetmek kaybetmenin ötesinde olabilir...

0 Sek Raki: